Konuşmanın Farkı


   Toplumu meydana getiren bireylerin bilinç düzeylerinin birbirine yakınlığı veya uzaklığı o toplumun karakteristiğini belirler.
bu nedenle, bireyleri ve toplumları bilinç düzeylerine göre iki sınıfa ayırmak gerekir.
- Hakkında toplumlar,
- Farkında toplumlar.

   Bireylerin toplumu oluşturduğu gerçeğinden hareketle; Kur-an i gerçeğin farkında olan toplumların tarih sahnesinde pek yer almadığı görülür. Yer alan çok az bir farkındalık toplumu ise çok kısa bir süre içinde yerini hakkındalık toplumuna bırakmıştır. Tarihin baskın toplum tipi yine Kur-an ın verdiği bilgiler ışığında görülecektir ki "Hakkında Toplumu" dur.

Peki Hakkında Toplumu nedir ?

   Hakkında Toplumu, aslında Kur-an i tabir ile ÇOĞUNLUK (ekseruhum); farkında olmayan bireylerin oluşturduğu toplumdur. Bu toplum, yalnızca olguları, zahiri faydaları önplanda tutan , üretmeyen, taklide yatkın, popüler kültür etkisinde, analitik düşünmeyen, genel geçer gündemleri geçici heva ve hevesleri farkında olmadan putlaştırma eğilimli güdülen toplumlardır. Allah, peygamber, kitap hakkında konuşmak bireyi ve toplumu farkında bir toplum yapmaya yeterli değildir. eğer peygamber ve arkadaşları içinde yaşadıkları cahili Mekke toplumunun inkara şartlanmış ileri gelenlerine önceki peygamber ve arkadaşları hakkında sadece konuşsalar, onlar hakkında kitaplar neşretseler bu gün den hiç bir farkları kalmayacaktı. Bu gün, farkında olan güzide az bir topluluk hakkında sadece konuşmak bizim her şeyin farkında olduğumuzu göstermeye yetmiyor. Hakkımızda konuşulacak farkındalıklarımız da bir sonraki kuşaklara yetecek nitelikte görünmüyor...

Kısaca Kur-an ı Kerim in üzerinde durduğu ÇOĞUNLUK hakkındaki ayetlerden bazıları;

2 - 75; BİR ÇOĞU Allah'ın kelamını dinler ama onu anladıktan sonra bile bile ÇARPITIRLAR.
2 - 100; Gerçek şu ki, aslında onların ÇOĞU İNANMIYOR.
2 - 109; ...ÇOĞU, KISKANÇLIKLARINDAN dolayı, sizi iman ettikten sonra yeniden hakikati inkara döndürmek isterler
2 - 243; ...ancak insanların ÇOĞU NANKÖRDÜR.
3 - 110; ...içlerinden pek az inanan bulunsa da onların ÇOĞU FASIKTIR
5 - 13; ...akıllarından çıkarmamaları emredilen şeylerin ÇOĞUNU UNUTMUŞLAR;...
5 - 32; ...onların ÇOĞU yeryüzünde her çeşitli AŞIRILIĞA MEYLETMEYE devam etti.
5 - 62; Onların ÇOĞUNUN, günah işlemede, gaddarca davranmada ve her kötülüğü boğazlarına indirmekte birbirleriyle yarıştıklarını görebilirsin. Yaptıkları şey ne kadar kötüdür.

5 - 80; ...bir ÇOĞUNUN hakikati inkar edenlerle dost olduklarını görebilirsin! İhtiraslarının onları sürüklediği şey (öyle) kötüdür...

5 - 103; ...kendi uydurdukları yalanları Allah'a yakıştırırlar. Ve onların bir ÇOĞU AKILLARINI ASLA KULLANMAZ.

9 - 34; Siz ey imana erişenler! Bilin ki, HAHAMLARIN, RAHİPLERİN ÇOĞU, insanların mallarını haksızca yiyip yutuyor ve (onları) Allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. Fakat bütün o altın ve gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlar var ya, (işte) onlara (sonraki hayat için) çok çetin azabı müjdele (Haham ve Rahiplere siz bu gün ki diğer din adamlarını da ekleyebilirsiniz.)

10 - 36; Onların ÇOĞU sadece ZANNA UYMAKTADIRLAR...

10 - 92; ...insanların ÇOĞU ayetlerimize karşı UMARSIZLIK GÖSTERİYOR!"

11 - 116; Fakat, ne yazık ki, (yok ettiğimiz) sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan -(doğru yolu izledikleri için) kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl / iz'an ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp günaha gömülüp gittiler.

23 - 70; ... gerçek onlardan ÇOĞUNUN İŞİNE GELMEZ!

25 - 44; yoksa sen onlardan ÇOĞUNUN (senin ulaştırdığın mesajı) dinlediklerini ve akıllarını kullandıklarını mı sanıyorsun? Hayır hayır, koyun sürüsü gibidir onlar: DOĞRU YOLDAN HİÇ Mİ HİÇ HABERLERİ YOK !

26 - 223; ki, böyleleri (zaten hep asılsız, aldatıcı şeylere) kulak verir ve onlardan ÇOĞU başkalarına da YALAN SÖYLER.

27 - 73; İmdi, gerçek şu ki, senin Rabbin insanlara karşı sınırsız lütuf sahibidir; ne var ki onlardan ÇOĞU ŞÜKRETMEZ.

29 - 63; Ve hep olduğu gibi, şayet onlara da: "Gökten yağmuru boşaltıp ölü toprağa tekrar hayat veren kimdir?" diye sorarsan, hiç tereddüt etmeden, "Allah'tır!" derler. De ki: "(O halde) Hamd (yalnız) Allah'a mahsustur!" Fakat onların ÇOĞU AKILLARINI KULLANMAZLAR.

30 - 42; De ki: "Yeryüzünü dolaşın ve (sizden) önce yaşamış olan (günahkar)ların sonlarının ne olduğunu görün: onların ÇOĞU Allah'tan başka varlıklara veya güçlere ilahi sıfatlar yakıştırmışlardı."

36 - 30; Ah! Yazık şu insanların ÇOĞU na! Kendilerine hangi elçi geldiyse ALAYA ALDILAR!

41 - 4; güzel haberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak. Fakat (bu ilahi kelam insanlara ne zaman tebliğ edilse) ÇOĞU YÜZ ÇEVİRİR ki (mesajını) duymasınlar

43 - 78; (Siz ey günahkarlar!) Size hakikati ilettik, fakat ÇOĞUNUZ ONDAN NEFRET EDİYORSUNUZ.

57 - 16; ...kalpleri katılaşarak ÇOĞU (bugün) YOLDAN SAPMIŞ olanlar...

57 - 27; ...çoğu yoldan çıkmışlardı.

71 - 24; Onlar böylece ÇOĞU KİMSEYİ SAPTIRDILAR, o halde, Sen bu zalimlere yalnızca (özlem duydukları şeylerden) uzaklaşmalarını emret!"

75 - 20 ; ÇOĞUNUZ BU GEÇİCİ HAYATI SEVİYORSUNUZ

   Kur-an "Onların çoğu şirk koşmadan iman etmezler" dediği toplum farkında olmayan toplumdur. Üretemeyen ve üretmediği için sürekli tüketmeye mahkum edilmişledir. Bu bireyler, materyal yada ruhsal olarak sadece kendisine verilen ile beslenen bir nevi hazıra alıştırılmış hasta yatağındaki hasta gibidir. Yerinden kalkamadan sadece kendisine verilen ile beslendiği için hastalığının ne olduğu hakkında sadece kendisine verilen bilgi kadar bilgilidir. Kimi zaman fikri de yoktur. Kendisine hak ve hakikat hatırlatıldığında bile bu konuda mevcut durumlarını sorgulamazlar.

   Farkında olan azınlık bireyler işte bu toplum içinde azınlık ve sürekli öteki konumunda kalmaya mahkum edilirler. Kur-an PEK AZI ifadesi ile de bu farkında bireylerin bu toplum içindeki süregelen mücadelesini özetler

   İslam farkına varmış ve her şeyin farkında olan bireylerin çoğunluğunu oluşturduğu bir toplum idealize eder. Bu ideal her topluma kendi içlerinde kendileri tarafından çok iyi tanınan farkındalık oluşturabilecek bir peygamber tarafından bildirilmiştir. Kur-an bu farkındalığın toplum nazarına yayılarak çok uzun süren bir idealin oluşmadığını gözler önüne seriyor. Allah hakkında, peygamber hakkında konuşmak ve bunu bir inanç sistematiği içinde yaşamak farkındalık değil hakkındalık dini yaşamaktır.

   Kur-an ı Kerim de hakkında konuşan tek kişi Allah'tır. İnsan, kainat, hayat, sınav, ahiret, ölüm, doğum v.s. Çünkü bu konularda tek ve yegane mutlak bilgi kendisine aittir. İnsan bilgi edinmeye matuf ancak edindiği bilgiyi kullanmaya programlanmıştır. İşte İmtihan da bizzat budur. Bilmek değil Yapmak. Bilmediklerimizden değil yapmadıklarımızdan sorumlu olacağız. Bu arada bilmeden nasıl yapacağız ? gibi bir soru akla gelebilir. Hemen cevap verelim; Kur-an'ın bildirdiği yapılacaklar yeterlidir, Çünkü istenen sadece budur. Allah, "hakkında" değil "farkında" olan ve farkındalıkları ile yeryüzünde barış, esenlik, huzur, adalet dağıtan bir toplum ve sosyal hayat sürmemizi isteyendir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?