Adam ol canımı ye !
Müslümanlar olarak Kur'an'ın belki de en ideal yorumuna ulaşmak için, çağdaş felsefedeki semantik, hermönetik, tarihsellik, yapısalcılık, pozitif mantıkçılık, göstergebilim (ezoterizm ya da simgecilik) matematiksel kombinasyonlar, edebi derinlik ve alt anlamlılık gibi bir çok akımdan yararlanma yoluna gideriz. Bunu, masum okurların işini kolaylaştırıcı, metni(vahiy) okumaya ya da araştırma fırsatı olmayanlara bir yardım refleksi ve oldukça doğal bir uğraş olarak kabul edecek olsak bile, bu gibi disiplinlerin daima gözden kaçırdığı önemli bir kaç şey var. Kur'an metni aslında nerede duruyor ? Yani üzerinde çalıştığımız metnin bizi bağlayıcı argümanları nelerdir ? Ya da bir metin, hitaba dönüştüğünde herkesin farklı bir şeyler anlayabileceği esneklikte midir ? Eğer bu bağlayıcılık göz ardı edilirse metnin (vahiy) her dilden ve her telden konuşmasına rağmen maksadın (Allah'ın hitabının muradı, maksadı, gündemi) ıskalanması kaçınılmazdır. Bu sonucun ortaya çıkma