Kayıtlar

Aralık, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Acele Et !

Resim
- Ne yapıyorsun Aba ? - Oo kardeşim Uba, gel otur şöyle. Mızrak yapıyorum. - İyi de kardeşim Aba, av bu kadar bolken, neden mızrakların bu kadar çeşit çeşit ? ve ne neden bu kadar çok mızrak biriktiriyorsun ? Hikayemi beğendiniz mi? Şimdi yazdım. Kısa mı ! Hadi canım, bi daha oku. Her okuduğunda başa döndüğünde bi on yıl ekle. sonra da yüzyıl. Tekrar tekrar bir daha oku. Binlerce yıllık hikayemiz bu bizim. İnsanoğlu bir çok bilimsel araç gereç, alet edavat geliştirebilen bir varlık. Bu gelişimde en önemli unsur sanırım tecrübenin geleceği aktarımı olsa gerek. Yavaş ilerlemesine rağmen bir insan ömrünün yetmediği bir çok teknolojik gelişmeyi insanlık olarak günden güne taşıyarak bu güne getirmeyi başardık. Gündelik hayatımıza girip işlerimizi kolaylaştıran, dünyamızı hatta uzayı daha iyi tanımamıza yarayan araçlarımız bile mevcut artık. Teknolojik gelişme yanında psikolojik ve sosyolojik gelişmeler de katettik. Daha kompleks düşünüyor daha büyük şehirlerde yaşayabiliyoruz. Her

Abi çok uzun yazıyorsun kısa yaz diyenler için "Musa, Firavun, Sihirbazlar ve Sosyal Medya." nın özeti

Kilis'e havanlar düşünce "Devlet nerede ?" diyenler, Türkiye El-Bab'a girince "Yazık değil mi gencecik fidanlarımız Şehit oluyor, ne işimiz var bizim Suriye'de?" diyorlar.  İşte bunlar hep Firavun'un Sihirbazları...

Musa, Firavun, Sihirbazlar ve Sosyal Medya.

Resim
- Sana dedim dimi, bu karda bu araba bu yokuşu çıkmaz diye, sırıtma, sırıtma öyle - Abi napim ya otobüs geç geldi, arkadaşlardan da parayı anca toparlayabildim. - Tamam tamam ağaç ettin zaten Bim'in içinde, üç tane arabayı tek başıma doldurdum, zaten millet tek tek bir şey alırken beni böyle savaşa hazırlanır gibi görünce ters ters baktı. - Abi valla kusura bakma yaa çok afedersin. - Tamam abicim ya oldu bi kere, neyse zaten hava kararmadı tam, bu araba yukarı çıkmaz paşam. İtmeyle de çıkmaz, tekerler kabak. - Ee n'apcaz abi - Napcazı var mı tabanlara kuvvet, bekle az hava kararsın poşetleri kapıya bırakırsın. - Ben ! - Ee tabi Seenn, cezalısın olm. - Alacağın olsun abi - Olsun valla, hem geç kal hem nazlan, atarlan, sus, suss. Ha bu arada sen ablayı aradın mı ya evde kimse yoksa, sen poşeti bırakınca kapıya ya geçen biri alırsa - Abi almazlar herhalde - Ya olm harbi safsın ya, almazlar haa, almazlar ! - Ya ne bilim abi bak şimdi işkillendim. - Yaa ara şu ablayı e

ÇOK'uz BİZ, Çok çookk

Resim
Hiç bir şeyimiz olmadığında biz öylesine ÇOK'uz ki Dünya'nın Efendileri Dinleyin Beni ! Atanız Firavun Bizi, bir zulüm denizde boğdu ha boğacaktı ki bir Musa çıkageldi, şehrinizi başınıza yıktı, burnunuzu yere sürttü, zulüm denizini yardı geçti. Çöküşünüz ne de şiddetli olmuştu öyle değil mi ! Musa ve Harun, Bizi Özgür yarınlarla tanıştırmıştı. Ve Ekmeğin, suyun ve özgürlüğün dışında kaybedecek hiç bir şeyimizin olmadığını, ve özgürken gökyüzünün uçsuz bucaksız daha güzel olduğunu, ve bunlarında, ne kıymetli şeyler olduğunu öğretti. Açları giydirmenin, çıplakları doyurmanın, yolda kalmışa yaren olmanın dayanılmaz hazzını tattırdı. Düşeni kaldırmanın kendimizi de kaldırmak olduğunu. Sadece o mu? Elbette Hayır Atası Yusuf, Yakub, İsmail, İshak, İbrahim'di özgürlük için ateşlere atılanlar. Bize dayanmayı, direnmeyi ve sabretmeyi de öğrettiler. Ya sonra? Hani Salih'dik ya, Hud, Nuh duk ya. Zekeriya'ydık, Zülkifl'dik, Yahya'dık, İsa'ydık. Ah iki

Devlet, Din ve Halep

Resim
Devletler birbirlerine kadim düşmanlık yahut dost olmazlar, olamazlar. Devlet bir ERK dir. Kullanılan bir araçtır. İyi ve doğrunun elinde adalet, merhamet ve hukuk dağıtır. Kötünün elinde fitne saçar, ölüm kusar, yeryüzü cehennemi yaşar. Devletler devletlerle anlaşmalar yapar ortam, şartlar değiştiğinde bozarlar. Devletler bu bakımdan bir günde kavga edip ertesi gün barışırlar. Çoğu perde arkasında gelişen ve büyük fotoğrafa ait bilgi eksikliği, çarpıtma ve manipülasyonlar nedeniyle bizler bu durumları anlamakta zorluk çekeriz. Bu doğal... Devletlerin içinde bir de daima bu ERK i ele geçirip kullanmak isteyen bir güç vardır. Bu güç kendi istek ve arzularını resmileştirebilmek ve Devlet'in gücünü kullanabilmek için Devlet'i kullanırlar. Her ülkenin kendi derin bir yapılanması vardır. Devleti Koruma Refleksi de derinleşir, ele geçirmek isteyenlerde. Bizim gördüğümüz devlet TV lerde ki devlettir, anlam veremediğimiz ise bu iki gücün çarpışması sonucu ortaya çıkan durumlar. Yeryü

Gör Yusuf'un Rüyasını, Hazır ol Kuyulara

Resim
Kenan. Yıllar yıllar önce... İsrailoğulları içinde kendisine vahiy verilmiş bir Peygamber, adı Yakub. İbraniler içinde bir kabile, Yakuboğulları. Dedeleri kahraman İbrahim'in soyundan onun yolundan gidenler ama bir süre sonra dağılan İbraniler. Kalabalık olmalarına rağmen siyasi birlik sağlayamamış belki de bu yüzden her gün bir avm de bomba patlıyor, her gün bir polisi şehid ediliyor, Kenan Gar'ı önünde, henüz tamamlanmamış Kenan Havaalanı'nda canlı bombalar insanlığı katlediyordu. Zor günlerdi. İbraniler bir türlü siyasi birlik olamıyor on iki kabile her biri kendi kafasına göre takılıyor bu nedenle Mısır ve Hitit güdümünde kıt kanaat köle gibi yaşayıp geçiniyorlardı. Yakub, dedesi İbrahim gibi o diyar senin bu diyar benim dolaşmış olacak ki ve Hakikati haykırdığı için olsa gerek o da dedesi gibi hiç bir yerde tutunamamış önüne gelenle papaz olmuştu. O dönemde papazlık kurumu olmadığını bende biliyorum elbet. Lafın gelişi söyledim işte neyse. Ama dur bak bir şey sıkıştır

Gel gel, uzun bir yazı bu. Hem Hermönetik varrr, kognitif varrr, sakız var, çikilota varrrr.

Resim
Bir dilci ile sohbet edin ve ona şu soruyu sorun; "Hocam bir dil başka bir dile birebir motamot çevrilebilir mi?" Alacağınız cevap kesinlikle "Hayır" olacaktır. Çünkü diye ekleyebilir teknik anlamda "Bir dilin bir başka dile kognitif çevirisi imkansızıdır" Bak bu dilci kimse çok sevdim bu abiyi, Eyvallah, Allah razı olsun. Zaten öyle bir dilci de tanımıyorum, şimdi uydurdum. Soru sizin gidin cevabını bulun gelin. Salladım, ister yiyin ister yemeyin ama aşağıdaki satırlar bu soru üzerine çok ciddi durmak için yazıldı. Şimdi bir dilin bir başka dile motamot yani kognitif daha da yanicesi birebir çevirisi imkansızdır. İyide günümüzde bir dil, bir başka dile çeviriliyor insanlar birbiriyle konuşuyor, ticaret yapıyor, ülkeler arası ilişkileri düzenliyor, edebiyat, sanat ve şiirler başka bir dile çevriliyorken bu sorun niye ortaya çıkmıyor ? Sorunumuz şu Din Dili'nin yani kutsal kabul edilen metinlerin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemesi so

Kahramanlar niçin kostüm giyerler ?

Resim
Hepinizin bir süper kahramanı var değil mi ? Çocukluğumuzda çizgi filmlerde izlediğimiz daha sonra da filmlerini izlediğimiz olağanüstü güçleri olan kahramanlar hayallerimizi süslerdi öyle değil mi? Benim kahramanım Süperman di. Uçabilmek hiç tadamadığımız bir duygu olduğundan mıdır nedir? onunla sanki uçuyor gibiydik. Onlar gibi uçabilmeyi bile hayal etmek inanılmazdı. bir çok kez imkansızlıklar nedeniyle denemelerimiz de olmadı değil hani inşaatlardan atlayarak, azbuz kolumuzu bacağımızı kırmadık değil mi inşaatlardan sağ el yumruk sol el yanda uçar vaziyettee kuma çakılırken. Uçabilmek güzel bir şey olmalıydı, Hele de Tarzan vardı. Ormanda gorillerin bakıp büyüttüğü. O neydi be abi sarmaşıklardan sarmaşıklara atlaması, "Aaaaa aaaa" diye bağırması, hayvanlarla sohbet etmesi filan. O çizgi filim biter üstte atleti çıkarır sokaklarda "Aaaaa aaaa" diye bağırıra bağıra turlardık. Yanlız söylemeden geçemicem bütün façayı Kara Şimşek bozdu. Kendimizi araba yerine koyu

Kestiler Deveyi Develer

Resim
Semud Kavmi Kur'an da birçok zirve uygarlıklardan biri olarak tanıtılır. Taştan evler oyup hayatı zor şartlardan kolaylaştırabilmiş bir uygarlık. Bu uygarlığın ortaya çıkardığı tüm toplumsal zenginlik ve kamusal alana ait ne varsa hepsi işte bu taştan çıkan uygarlığın bir ürünüdür ve HERKESE AİT dir. Kur'anın bir deveye benzettiği BU DEĞERLER, günümüzde Salih peygamberin uyarmak, korkutmak ve inananları müjdelemek istediği toplumun ta kendisidir. Allah tüm insanlığın yeryüzünde hayatını idame ettirecek zenginlikte nimetler ve imkanlar sunmuştur. İnsan bu yeterli nimetleri biriktirmek, stoklamak, yığmak, kıskançlık yüzünden bir diğerinden çalarak yeryüzündeki bu bolluk ve bereketi adeta baltalar. İnsanın yeryüzünde kendisini idame ettirmeye yetecek ne varsa işte o Allah'ın Devesi sembolünde sunulmuştur. Zira bu uygarlığın çöküşü kamusal alana ait olan değerlerin ortak kullanımından emperyal amaçlarla gasp edilmesi ile başlamaktadır. Arab'ın gündelik dünyasında en faydalı