Kayıtlar

Aralık, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mevleviliğin Ateşle Dansı

   İster Enkarnasyon (Allah' ın İnsan Bedeni ile bedenlenmesi) ister Reenkarnasyon (İnsanın Allah' ın varlığıyla bütünleşmesi) olsun son hedefte kendilerinin 'Allah' oldukları iddiası tüm Tasavvuf ekolünün önde gelenlerinin ortak iddiasıdır. Dolaylı yollardan, bir çok kelime oyunu ile biraz da İslam katılarak halka anlatılmaya çalışılan bu inanç biçimi Mecusi din geleneği kökenli bir inanç biçimidir.    Hulul, Vahdet i Vucud yada doğu mistisizminde nirvana yada farklı isimlendirilen, insanın tanrı ile birleşmesi, tanrıda yok olması yada tanrının insan bedeni ile bedenlenmesi kültü alabildiğine yaygın ve zengin bir edebiyat ve söylencenin gelişmesine de neden olmuştur. İnsanın dünya hayatının sonu ile başlayan ebedi hayatın nasıl şekilleneceği ile ilgili tüm tasavvurlar, beraberinde tasavvufun bugün ki şekillenmesinde önemli bir etkendir. İnsanların bilmedikleri ve tahayyül edemedikleri bir dünya ile ilgili söylenen her söz çekici ve alabildiğine caziptir. Bu nedenle

Alim bildiklerimiz ne diyor ?

Alim bildiklerimiz ne diyor ? Celaleddin-i Rumi: Mesnevi Önsöz bu,dini anlamada dinin,asıllarının,asıllarının,asıllarıdır Gazali : El-Münkızu min-ed dalal Peygamberler bilgileri meleklerden alır,biz doğrudan Allah'tan alırız Said i Nursi : Risale-i Nur 1. Şua risaleyi nurlar ne doğunun kültüründen ve ilimlerinden, ne de batının felsefe ve bilimlerinden alınmış, iktibas edilmiş bir nurdur.o gökten inmiş kur'anın doğununda batının da üstünde olan arştaki yerinden alınmıştır Muhyiddin-i Arabî :Fusus-ül Hikem Allah beni över, ben de onu. O bana kulluk eder, bende ona...( Fusus-ül Hikem Sayfa 83 ) Beyazidd i Bestami:  Cübbemin içindeki HAKTIR(Haktan kastı ALLAH) Cübbeli Ahmet: Ete kemiğe büründüm Mahmut diye göründüm ( bahsettiği kişi Mahmut Ustaosmanoğlu) Şimdi gelin birde Kur-an ı Kerim e kulak verelim bakalım ne diyor ? ENAM- 93: Allah hakkında yalan uyduran, yahut kendisine hiçbir şey indirilmediği halde "Bu bana indirilmiştir!" diyenden daha

İsa Tekrar gelecek mi?

Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne dönüşü iddiası Kuran’a dayalı bir düşünce değildir. Bu düşüncenin oluşumunda Hırıstiyan teolojinin etkisi ve İslam a sızan rivayet kültürünün etkisi büyüktür. Kendi istediği gibi bir kurtarıcı bekleyen herkes bu geri dönüş fenomenini benimser ve işler. Bu konuda o kadar çok ayet yanlış tevil edilir ki işin içinden çıkmak için tüm adetleri redakte etmek zaman alır. bu nedenle bu konuyu kökünden sona erdirecek bir ayet belirtip İsa'nın tekrar yeryüzüne inmesi konusunu bitirmek gerekir. İsa'nın yeryüzüne ineceğine dair ayetlerde en büyük delil ayeti Meryem 33. ayet gösterilir; "Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de." burada Yeniden doğacağım, yeniden geleceğim, yeniden diriltileceğim gün olarak ayetin son bölümü İsa'nın tekrar geleceğine gösterilir. Oysa aynı surenin 12. "Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve)

Zekeriya'nın duası ve Üç gün oruç meselesi

Meryem sûresi, 98 (doksansekiz) ayet olup Mekke'de nazil olmuştur. Bazı tefsircilere göre 58. âyet, bazılarına göre de 71. ayet Medine'de nazil olmuştur. Bu sûre, diğer bahisler yanında, özellikle Hz. Meryem'den ve onun Hz. İsa'yı dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle "Meryem sûresi" adını almıştır. Kur'an-ı Kerim de Meryem Suresinde 1-15 arası ayetlerde bahsedilen Zekeriya, Yahudi toplumunun dini ve siyasi parçalanma yaşandığı bir ortamda Rabbine içinden  niyaz eder; "Rabbim bu toplumun içinde benim ve Yakub'un mirasını (Tevhid) sürdürebilecek bir topluluk göremiyorum. Bana bir yardımcı gönder zira tek başıma gücüm tükendi." 19.4 - şöyle demişti: "Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Ama şimdiye kadar, ey Rabbim, Sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı. 19.5 - Ve gerçek şu ki, ben göçüp gittikten sonra yakınlarım(ın yapacakların)dan kaygı duyuyorum; çünkü karım baştan beri kısı