Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tanrı Öldü, Allah'ımıza Hamdolsun !

Resim
Tanrı öldü, Allah'ımıza Hamdolsun ! Askerlik yapanlar bilirler, yemek duasında; Tanrımıza hamdolsun, milletimiz var olsun, komutana dikkatttttt , Komutan da Tanrı edasıyla "Afiyet olsunnnn" deyince sofraya oturulurdu. Muhtemelen ordu içindeki türkçü kafatasçıların hegomonik baskı unsuru olarak kullanıldı bu kelime. Zira Tanrı Türk'ün de Kürdün de Çerkezin, Abhaz'ın da velhasılı yeryüzündeki tüm canlı ve cansızların da Allah'ıydı... Yeni alınan bir kararla askeriyedeki sofra duasında artık TANRI gitti yerine Allah geldi. Ne ilginç dimi. Kendi kişisel kavgalarımızı bile Allah'a yaptırıyoruz. Tanrı, Allah'a karşı ! Abicim neresinden bakarsan bak Din gerçekten çok ilginç bir şey. Dindarlık acayip bir şey, dincilik hepten acayip. Birincisi "Tanrımıza hamdolsun" diyenler Allah'ı türkçeleştirmiş ama "hamd" kelimesini türkçeleştirememişlerdi. Trajikomik. İkincisi Tanrı eski Türk inançlarda Mutlak Aşkın olan Allah'ın kültürel

Bilinç Sarkacı

Resim
Kur'an ı Kerim de Firavun ile ilgili bir ayette onun müsriflerden olduğu yazar. İnsan ister istemez soruyor "acaba Firavun çok fazla ekmek israfı yaptığı için mi helak oldu?" yok yok öyle değil. Algı dünyamızda nedense "israf" kelimesi yani "müsriflik" eylemi nedense hep "yemeği, ekmeği çöpe atma" veya"dededen, babadan kalma tarlaları satıp barda pavyonda yeme" olarak yer etmiş. Dün akşam arkadaşlarla oturduk bu konuyu konuştuk. Erdem kardeş bu konuyu bize anlatacaktı ve bende onu bu yanlış algımız üzerinden sıkıştıracaktım. Hazırlanmıştım, "bak işin doğrusu öyle değil böyle" diye hava da kasıcaktım, tüh hevesim kursağımda kaldı. Allah razı olsun konuya iyi hazırlanmış ve o da konuya "Firavunun israf edenlerden oluşundan" girince mesele daha bi yerli yerine oturdu. Hatta "ben bu konuya girmeden evvel meselenin bu kadar geniş kapsamlı olduğunu düşünmemiştim" diyerek de şaşkınlığını dile getirdi. Konu

Zekat nedir? Sadaka nedir ? Fark ne !

Zekat nedir? Sadaka nedir ? İslam Hukukunda Sosyal hayatın gelir- gider ve emek-değer ilişkisini düzenleyen zekat, ferdin sermayesini ve gelirini (dolayısıyla nefsini) bencillik kirinden, kibirlenme riskinden koruması ve temizlemesi anlamına gelen, Müslümanlara farz kılınmış zorunlu bir mali yükümlülük olarak "vergi"yi ifade eder. Tarihsel süreçte tüm vahyedilen toplumlara bildirilmiş bir sosyal düzen formudur. 2/BAKARA-83: Ve iz ehaznâ mîsâka benî isrâîle lâ ta’budûne illâllâhe ve bil vâlideyni ihsânen ve zil kurbâvel yetâmâ vel mesâkîni ve kûlû lin nâsi husnen ve ekîmûs salâte ve âtûz zekât(zekâte), summe tevelleytum illâ kalîlen minkum ve entum mu’ridûn(mu’ridûne). Biz, İsrailoğulları’ndan: “Allah’tan başkasına kul olmayın, ana-babaya, yakınlara (akrabaya), yetimlere ve miskinlere ihsanda bulunun, insanlara güzel söz söyleyin, namazı (hakkıyla) kılın, zekâtı verin.” diye misak almıştık. Sonra da sizden pek azınız hariç, (misakınızdan geri) döndünüz. Ve siz, yüz çeviren kim

Kırmızı Başlıklı Peygamber

Resim
Deniz uzaktı, sessiz ve karanlık bir ormana ilerliyordu. Ardınsıra derinlerden gelen korkunç sesler adımlarının hızlanmasına neden oluyordu. Karanlık bastırmak üzereydi, bulutlar karaya çalıyordu belli belirsiz ağaçların seyrekliğinde göründüğü kadarıyla. Yapraklar sarıya çalıyordu. Yerler ıslak ve kaygan. İlerlemek güç, kimi yerde çamurluydu patika. Kırmızı başlıklı Peygamber insanlığa son kurtuluş yolunu göstermek için koltuğunun altında tuttuğu kara kaplı kitaba sıkı sıkıya sarıldı. Adımları da nefesi de sıklaştı. Arkasından korkunç sesler yetişmeye başladı. Ne kadar da korkunçtu arkasından gelen sesler, bütün bir insanlığın tüm zamanlardaki çığlığı. Ne yapıp edip insanoğluna bu kitabı ulaştıracaktı. Zalimler haddini, mazlumlar yarınların olduğuna inanacak ve yeryüzü cıvıl cıvıl, gökyüzü masmavi olacaktı. Nihayet insanoğlunun evi göründü. Nihayet kitap işe yarayacaktı. Nihayet umut dolu gözler aydınlık yarınlar görecekti. Karanlıklar aydınlığa kavuşacaktı. - Selamun Aleyküm Ey İn