Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allah'ın Kahramanı Sen Ol

Resim
En son izlediğin ve çok hoşuna giden film hangisiydi ? Düşün biraz, hatırla, iyice emin ol... Şimdi gözlerini kapat ve o filmde olan biten her şeyi görmeden sadece duyduklarınla hatırlamaya çalış, düşünsene görmeden sadece seslerini duyarak bir film izliyorsun. Az çok filmin ana teması doğrultusunda zihin dünyan filmi hatırlar ve zihninde pek de o izlediğin filimden farklı bir şey geçirmezsin. Peki ya hiç izlemediğin bir film için de aynı şeyleri söylemek mümkün mü ? Gözlerinizi kapatıp daha önce hiç izlemediğiniz bir filmi ilk defa izleseniz aynı şeyleri söylemek pek mümkün olmazdı sanırım. Üstelik filimde konuşma replikleri çok sınırlı ise. Mimikler, jestler, ortam, dış etkenler, dekor, sahne yok. Sadece sesler var.  Düşünsene yirmi üç yıl süren bir hayatı bir kitapta anlatmaya çalışıyorsun... Olayı daha da zorlaştıralım, film akıp giderken yanınızda onca kıt replik, seslendirme üzerine bir arkadaşınız filmi size tarif etsin, ikinci, üçüncü, beş, on, elli, yüz kişi daha olsun. Bu

Felçli Ümmet

Resim
   İslam'ın tarihsel süreçte senkretizme (sentezlenme, etkileşim) uğramadığını söylemek çok zordur. Bunun en güzel örneklerinden birisi olarak Muhammed a.s zamanındaki Mescid fonksiyonunun, Mabed fonsiyonuna evrilmesinden rahatlıkla anlayabiliriz.    Sade, gösterişten uzak ve asıl hedefi mescid, cami, külliye yapmak olmayan ilk dönem Müslümanlarının yerini, daha sonra, işi gücü sadece bu iş olan meslekler devraldı. Mabed inşa etmek, içini dayamak döşemek büyük zanaat isteyen bir iş oldu. Tıpkı hayatın ve insanın varoluş nedeninin Sümerlerde "Tanrı evini yapmamız için bizi yarattı" indirgenmesi şeklinde anlaşılsın istenmesi gibi. Günümüzde benzer bir misyon yüklenmiş Camii derneklerinin de öylesine kulis ve hiyerarşik yapısı vardır ki tüm iş güç bırakılıp varsa yoksa Camii'nin şadırvanı, kliması, halısı, çay ocağı, girişi, çıkışı, boyası badanası çerçevesine hapsolmuş salt din anlayışı, Vatikan'ın Papa seçimleri ile başa baş gider. Sümer din anlayışından da far

Kur'an ışığında yemek tarifleri !

Resim
Vahyin Muhammed a.s örnekliğinde yirmi üç yıl süren olgunlaşma süreci daha sonra kitaplaşarak (Kur'an mushafı) günümüze, adeta muhteşem hazırlamış bir yemek misali, hazır halde geldi. Müslümanların, Muhammed a.s ile ashabı arasındaki mesafe arttıkça (yıl) yemeğin tadı, kokusu, aroması, ağızda bıraktığı lezzet izleri üzerine yorumları da farklılaştı. Ümmetin darmadağınıklığı biraz da bu yorum farklarının DİN'in kendisi sanılması ya da bunun tüm ümmete dayatılması sorunudur. Kim bilir Vahyin ilk muradı, mükellef bir tavuk kızartması tadı vermek idiyse bugün maalesef kabak tadı almak isteyenlere rastlamak mümkün ! Neden mi, şundan; Yemeğin pişme süresi, içindeki baharatlar, lezzet unsurları, olgunlaşma sürecinde değil, sofrada kritik ediliyor da ondan. Yani bizler bir yemek pişirmiyor, pişmiş bir yemekten o yemeğe nelerin lezzet verdiğini, malzemelerin de neler olduğunu keşfetmeye çalışıyoruz. Bu yüzdendir ki Müslümanlar yıllardır yemek pişirmiyor, sadece daha önce pişmiş bir yeme