Kur'an ışığında yemek tarifleri !

Vahyin Muhammed a.s örnekliğinde yirmi üç yıl süren olgunlaşma süreci daha sonra kitaplaşarak (Kur'an mushafı) günümüze, adeta muhteşem hazırlamış bir yemek misali, hazır halde geldi.

Müslümanların, Muhammed a.s ile ashabı arasındaki mesafe arttıkça (yıl) yemeğin tadı, kokusu, aroması, ağızda bıraktığı lezzet izleri üzerine yorumları da farklılaştı. Ümmetin darmadağınıklığı biraz da bu yorum farklarının DİN'in kendisi sanılması ya da bunun tüm ümmete dayatılması sorunudur.

Kim bilir Vahyin ilk muradı, mükellef bir tavuk kızartması tadı vermek idiyse bugün maalesef kabak tadı almak isteyenlere rastlamak mümkün !

Neden mi, şundan;

Yemeğin pişme süresi, içindeki baharatlar, lezzet unsurları, olgunlaşma sürecinde değil, sofrada kritik ediliyor da ondan. Yani bizler bir yemek pişirmiyor, pişmiş bir yemekten o yemeğe nelerin lezzet verdiğini, malzemelerin de neler olduğunu keşfetmeye çalışıyoruz. Bu yüzdendir ki Müslümanlar yıllardır yemek pişirmiyor, sadece daha önce pişmiş bir yemeğin üzerine, sürekli kritik yapıyorlar. Ya da yapılan kritikleri kritik ediyorlar, kritiklerinde kritikleri mevcut...

İslam'ın maslahatını gözeten ve toplum hayatına yön vermesi için çalışmalar yapan kardeşlerimizin bu konuda dikkat etmeleri gereken belki de en önemli unsur kanımca budur. Bu yemeğin malzemelerini, pişme süresini, içindeki baharatları ve lezzet unsurlarını sadece tadarak çıkarmak ve sadece çıkarımlarda bulunarak yemek yapılmaz. Yapılsa da istenen lezzet elde edilemez. Zorla yenen yemekte karın doyurmaz.

Bu nedenle İslam'ın Mekke ve Medine'de olgunlaşma sürecinin tüm unsurları mutlaka ama mutlaka dikkate alınarak incelenmelidir. Çünkü İslam, bir şartlar, olaylar bütünü içine doğmuş ve olgunlaşmıştır. Vahyin muhataplarına, içinde bulundukları içinde bulunmuşlukları anlatılmıyorken, Bugün bizler için vahyin niçin indiği, neye binaen indiği, neyi murad ettiği, muhatabı, kastı ve mutlak hedefleri gibi unsurlar ince elenip sık dokunarak cevaplanması gereken sorulardır.
"Rabbin ne yaptı Fil sahiplerine" ayeti bize bir soru edatı olarak gelirken Mekke ahalisine
"Rabbin ne yaptı gördünüz değil mi Fil sahiplerine" şeklinde bir durum bildirme şeklinde seslenmiştir. Çünkü muhataplar bu olayın doğrudan şahitleri olmasalar da bir kuşak önce yaşanmış babaları ve dedeleri tarafından çok iyi bilinen çok ama çok önemli bir olaydır.

İyi de herkes mi yapacak bu ince eleme sık dokuma işini ?

Yoo, hayır,

Kur'anın ana fikri Musa Şeriati de denen temel ahlak yasalarıdır; Allah'ın adı dışında adı anılarak kesilen hayvanlardan yemeyeceksin (Yani Allah'ın adı karıştırılarak dejenere edilen hi çbir organizasyonun içinde bulunmayacaksın) Öldürmeyeceksin,
çalmayacaksın,
zina etmeyeceksin,
hiç kimseyi yerinden yurdundan sürmeyeceksin,
gibi gibi...

Kitabın diğer kalınlığı da bunun dışında Muhammed a.s'ı sanal gündemlere çekmek isteyenlere cevap, O'na ve dava arkadaşlarına moral ve motivasyon için geçmiş peygamberlerden örnekler, öğüt ve hatırlatmalar özetidir. Kültürel içinde bulunmuş üzerine bir hitap geliştirmiştir Kur'an. Derdi konuya girebilecek bir altlık yapmaktır. Yoksa bunca detaydan söz etmek için inmemiştir. Bu nedenle, Kur'an üzerinde araştırma yapan, ders yapan kardeşlerimiz hariç, Kur'an okuyan kardeşlerimizin mutlak surette Kur'anda bahsi geçen hiç bir detaya takılmamalıdır. Çünkü Vahyin içinde doğduğu coğrafyanın kendi içinde bulunduğu olgunlaşma süreci, gelenekler, özel jeopolitik ya da reel politik unsurlar barındırmaktadır. Kadına mirastan pay verilmemesi, kölelik, kız çocuklarının toprağa gömülmesi, haram aylar gibi gibi...

Vahyin coğrafyaya özel inmesi elbette onu tarihin bir konusu yapmaz ya da tarih raflarına hapsetmez. Kur'anı kategorik biçimde salt rijit; "Tarihselci" ya da "Evrenselci" okuma hatası da bu detaya dikkat edilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Kur'an'ı "kendisine inmiş gibi" okuyanlar yemeğin tadından, kokusundan ve lezzetinden yola çıkarak içinde neler olduğunu keşfetmesi ve yeni yemekler yapması ne kadar zordur takdir edersiniz.

İçinde hangi malzemelerin olduğunun bilinmesi ya da bu listeye sahip olmakta, yemek pişirme bilgisi olmayan ya da derdi yemek pişirmek olmayanların başarabileceği bir uğraş değildir.

Kur'anı sade bir okuma biçimiyle okumak, bu mükemmel örnek yemeğin lezzetinin alması ve benzer bir yemek pişirilmesi için yeter de artar bile.
gerisi tartışma,
gerisi teoloji,
gerisi aforizma kasma...


Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?