Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gerileye gerileye ilerle !

Resim
"İnsanlığın tarihi ilerlemenin, bilginin birikmesinin ve bilgeliğin artmasının, akıl ve esenliğin bir alt basamağından bir üst basamağına aralıksız tırmanışın tarihidir." bazı batılılar. İnsan önce totem, animizm, tabu deneyimlerinden geçerek önce politesit Tanrı inancına daha sonraları ise monoteist Tanrı inancına evrildi demeye getiriler işi. Aslında nihai varmak istedikleri sonuç "Tanrıya ve Dine artık ihtiyaç yok" tur. İnsanoğlu yukarıdaki deneyimlerden geçerek mükemmelleştiği savı aslına bakılırsa insanın kibrinin vardığı bir sonuç. Ari olmak, ari ırka mensubiyet ve kast sisteminin seçkinler sınıfında daima yer alma çabası. Çünkü seçkinler varsa köleler ve paryalar da bizim için olmalıdır. Göbeğini kaşıyan ve bidon kafalılar bize hizmet etmelidir mantığının bilinç altında bu yatıyor. Kur'an kendi döngüsü içinde büyük bir hakikati döne döne haykırır. "Sizin derdiniz TANRI sorunu değilir." Sizin derdiniz Allahsızlık sorunu değildir" "Sizi

Kadir Gecesi Bulundu !

Resim
   Ümmetin iç acılar toplamı ile dış acılar toplamı birbirine eşit değil. Dıştan görünüm kalabalık, gururlu, mağrur ve güçlü ancak bireysel sorumlulukları toplumsal farkındalık esasına dayanmıyor. Ümmet'in çok azı içindeki yangınla, dışarıdaki yangına çareler arayıp söndürmek için su taşıyor. Bir "Hakkındalık Dini" yaşayıp gidiyoruz vesselam. Allah, Kitap, Peygamber hakkında "sadece" konuşmak bizim dinden anladığımız mesele...    Peki ama Peygamber ? Peygamberler ? Sahabeler ? Kur'an'da anlatılan elçilerin örnek hayat hikayeleri.. Onlar ve tüm Kur'an, aslında bir "Farkındalık Dini" yaşansın istiyor. Yani doğruyu yanlıştan ayırmış, bu konuda mutmain bir yüreğin sorumluluk ve erdemli sürdürdüğü ömür boyu mücadele... Yolda kalmak, Yolda tutmaya çalışmak, ama elimizle ama dilimizle ama buğz ederek...    Kur'anda çok kadim bir sürecin şöyle işlediğini göreceksiniz; Bakara Suresi 26. Ayette örneği verilen sivrisinek meslesini bilirsin

Bercestecilik

Resim
Arkadaşla iki günlüğüne bir iş toplantısının yapıldığı şehir dışında otele gittik. Anadolu'nun bir çok ilinden de bir çok kişi gelmişlerdi. Geçmiş zaman ne içindi hatırlamıyorum. Birinci gün, konular, toplantılar, tanışmalarla geçti. Herkes memnun, açık büfe, havuz, çay kahve, mutluyuz, hem çalışıyoruz hem yiyip içiyoruz. İkinci gün sosyal etkinlik günüymüş. Peki, dedik ikinci günde kaldık, sosyalleşelim... Bir tane dramacı şapşal tutmuşlar, bize kişisel gelişimi Budizm kisvesiyle yutturacak. Katılımcıların bundan haberi yok, onlar genelde açık büfe, deniz manzarası eşliğinde çay kahve goy goy dalar. Onlar yapılan şeylerin bir sosyal deney ya da iletişimi kuvvetlendirecek eğlenceli şeyler olduğunu düşünüyorlar. Otelin büyük balo salonunda herkesin duvar kenarına doğru yaslanmasını istediler. Nereden baksan altı yüz, yedi yüz kişi. Geçmiş zaman tam sayısını hatırlamıyorum, neyse. Elinde içinde cam bilye, taş ve deniz kabuğu olan sepetiyle genç bir bayan, herkesin önünden geçiriyor:

SOL SAĞ MESELESİ

Resim
Dün gece sahurda İhvan'dan bir kardeş oturdu karşıma. Arkadaşın arkadaşı. "Sen solak mısın ?" dedi. Önce anlamadım, sonra "Hea yok abi sağlak'ım" dedim. "Sol elle yeme günah günah" dedi. "Abi nerde yazıyor ?" dedim. "Hadislerde yeri var dedi" "heimm, Peki abi artık bundan sonra sağ elle yiyeyim ama bu Hadis'in muradının ne olduğunu biliyor musun ? Yani niçin Peygamber sol elle yemek yememiş de sağ eli tercih etmiş? " dedim. "O kadarını bilmiyorum" deyince, Peki abi ben sana gerekçesini söyleyeyim." dedim. " Bak Abi yıl 600 ler yer Mekke. Araplar'ın şehir yapılanmasında kanalizasyon sistemi maalesef bulunmuyor. Araplar yaklaşık bir kilometre şehir dışında hacet gidermek için açık arazilerinii kullanıyorlar. Hijyen SU AZLIĞINDAN DOLAYI çok düşük seviyede. Hatta Kur'an da Namaz'ın kılınış biçiminden ziyade ABDESTİn ŞARTLARI sayılır. Bu yüzden. "TOPUKLARINIZI" da ibaresi Kur

Şeytan Kimin Gözlerinden Öper ?

Resim
İster Entropi Yasası diyin isterse Kur'an deyimiyle Sünnetullah, Kainatın bir işleyiş yasası var. Hemde muhteşem bir yasa. Kusursuz. Kur'an bu yasaların her birine "ölçü/kader", bu işleyiş sürecine de "Sünnetullah" der. Ne yasalarda ne de süreçte asla bir değişiklik olmaz. Bu yasalar ya da süreçler asla askıya alınamaz, ertelenemez, ileri ya da geri işletilemez. Allah'ın bu nedenle Sünnetullah'ında asla ama asla bir değişiklik göremezsin. Bilinen ya da bilinemeyen tüm algıların içinde sözüne güvenilebilen bu nedenle yalnızca O'dur. O sözünden asla ama asla dönmez. O'nun yasaları askıya alınamaz, ertelenemez. değiştirilemez. Yağmurun yağması, Güneşin doğup batması, gecenin ve gündüzün birbiri ardına geliş gidişi, mevsimler, doğum, ölüm. toplumların kuruluş ve yok oluş sebep ve sonuçları, iyiliğin kötülükle kovulması, kötülüğün iyilikle yer değiştirmesi. Bu nedenle kusursuz olan bu yasalara güvenmek Allah'a da güvenmektir. Sebepsiz bir sonu

Güm be de güm be de gümmm gümmm güm beeeee güm beeeeeeeeeeeeee

Resim
Davulcu geldi kapıya, genç benden, bakışıyoruz... Hiç bişey demiyo, bende. Bakıştık bi süre. "Abi bahşiş" dedi. "Sebep ?" dedim. "Ramazan da davul çalıyoruz ya" dedi. "Oğlum manyak mısın ? gecenin ikisinde davul çalıp milleti uyandırıyorsun !" "olur mu abi millet oruç tutuyo ya" "Ha öyle söyleseneeee" dedim. Bakışıyoruz... "Abi vermiceksin bahşişi anlaşılan" dedi. " İslam'ın şartı kaç?" dedim. Dördünü saydı birini sayamadı, döndü arkasını merdivenden iniyo, bozuldu, yetiştim. "Oruç" dedim, bembeyaz oldu sonra da kızardı. Vermedim bahşişi, vermicem. Şaka şaka kıyamadım... Ancakkkkk gelelim şu DAVUL ÇALMA meselesine. Kardeşim sembolik olarak belirli yerler olabilir ama bu davul işini kaldırması lazım Belediyelerin. Yıl 2017 saat var alarm var. Hastası var, yaşlısı var, gayrimüslimi var. Belediye saat 2 de davul çaldırıyorsun, Diyanete saat 3.5 da ezan okutuyorsun, Ee mecbur sabah namazını bekliy

Oturun Oturduğunuz Yerde! (Kadınlar evde mi oturmalı yoksa çalışabilir mi ? meselesi)

Resim
Kur'anı Kerim de Ahzap Suresi 33. Ayette " Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. " der. Bu ayetin muhatabının kimler? kapsamınınsa  neler ? olduğu ve kadının sosyal hayat içerisinde yerinin "yalnızca evin içi ve çocuk bakımı" olup olmadığı sürekli tartışılmıştır. Bu tartışmalara daha çok duygusal tepkiler verip konuyu feminal düzeye indirgeyen kadın dünyası ile daha çok "canım öyle istiyor" diyen ve buna da yukarıdaki ayetten delil getiren geleneksel bir erkek egemen bakışı hakimdir. Tartışmayı  kadının ve erkeğin sosyal statüsü üzerinden götürmek isteyen  her iki bakış açısına da sormak gerekir; Acaba bu tartışmada söz konusu edilen mesele ayette ki AHLAKİ bağlama denk düşüyor mu ? Açıkçası bu tartışma çerçevesinde ik