Oturun Oturduğunuz Yerde! (Kadınlar evde mi oturmalı yoksa çalışabilir mi ? meselesi)
Kur'anı Kerim de Ahzap Suresi 33. Ayette "Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. " der.
Bu ayetin muhatabının kimler? kapsamınınsa neler ? olduğu ve kadının sosyal hayat içerisinde yerinin "yalnızca evin içi ve çocuk bakımı" olup olmadığı sürekli tartışılmıştır. Bu tartışmalara daha çok duygusal tepkiler verip konuyu feminal düzeye indirgeyen kadın dünyası ile daha çok "canım öyle istiyor" diyen ve buna da yukarıdaki ayetten delil getiren geleneksel bir erkek egemen bakışı hakimdir. Tartışmayı kadının ve erkeğin sosyal statüsü üzerinden götürmek isteyen her iki bakış açısına da sormak gerekir; Acaba bu tartışmada söz konusu edilen mesele ayette ki AHLAKİ bağlama denk düşüyor mu ?
Açıkçası bu tartışma çerçevesinde iki şey sürekli gözden kaçırılmıştır.
Birinci İslam'ın tefsir geleneği yoluyla İran düşünce ve inanç arka planından etkilenmiş olması. bu bağlamda Eski İran'i geleneğin kadına bakış açısı Cahiliye düşüncesi ile aynıdır. İslam Kadının sosyal hayata dair tüm olumsuz etkilenmiş haklarını yeniden düzenlemeye ve hak iadesine yaklaşmışken sonraki dönemlerde bu durum yine eski eksenine döndürülmüştür. İslam kadının boşanma, mirastan pay alma, sosyal hayatın içinde var olma mücadelesinde arkasında dururken daha sonraki dönemlerde özellikle kadının statüsünün EV içinde kalması yolu tercih edilmiştir. Bunun düşünce arka planında maalesef İran düşünce ekolünün TEVİL yoluyla yapılan çalışmalarda İslam düşünce yapısını tahrifi söz konusudur. Kadınların mabetlerden uzaklaştırılmasının arka planında da bu düşünce vardır. Bu düşünce de İran ve Hint düşünce yapıları akrabadır. Tasavvuf olarak İslam'a sızan İrani düşüncede kadınlar, "erkekler için dünya hayatına bir yöneliş aracı" olarak görülür. Hint Budizminde ise bu durum kadına yönelişin benzer bir biçimde "haz ve lezzet engeli"dir. Çünkü Budizm'de hayatın gerçeği ACILAR dır. Acılardan kurtulmanın yolu ise İhtiyaçlardan kurtulmaktır. Kadın bu bağlamda bir ihityaç, bu ihtiyaç ise insanı yeryüzüne bağlamaktadır. Tasavvufta da bu benzer şekilde "YERYÜZÜ bir Çile Cenderesidir" formatındadır. Farklı inançlarda rahiplerin evlenmeyişi de bu nedenledir. Bu ortak düşünceye bir çok inanç sisteminde rastlanır.
İnsan her yerde İnsan sonuçta...
İkinci sorun ise sadece bu bağlamda değil tüm Kur'an ayetlerinin bağlamından koparılak okunmasından kaynaklanmaktadır. Ayetin kendi bağlamı aslında ayetin niçin indiği ile ilgili de çok güçlü fikirler vermesine rağmen ayetin bağlamından koparılması hususi hitabın genele yapılmasına neden olur.
Sorun şudur; Peygamberin özel statüsü nedeniyle ev halkı ile Sahabe arasında bir farklılıkdan doğan sorunlar.
Bu gün de bir devlet başkanının eşinin özel durumu ile sokakta ki bir kadının durumunun aynı olmaması gibi. Burada her ikisinin de KADIN olması ile ilgili bir çerçeve söz konusu değil sosyal statüleri ile ilgili bir çerçeve söz konusudur.
Ahzab Suresi Medeni bir Suredir ve İslam Devletinin kuruluş dönemidir. Savaşlar, Ensar-Muhacir çekişmeleri ve hele ki Ganimetler dönemi. Ganimetlerin paylaşım sorunları. Surenin genelinde sosyal hayatın düzenlenmesi için genel ahkamlardan ziyade ortaya çıkan bu yeni statü farklılıklarının düzenlendiği gayet açıktır. Bu bağlamda öncelikle 33. Ayette "Evlerinizde oturun" hitabının muhatabının kim olduğu sorusu büyük önem kazanmaktadır. Hitabın kime olduğu ayetin yalnızca kendisine bakıldığında tüm yeryüzünde ki KADIN cinsine yapıldığı zannı doğurabilir ancak 32. Ayette ve 33. Ayette hitabın PEYGAMBER EŞLERİNE olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Ayrıca 32. Ayet ile 33. Ayetin bağlamı birdir. Çünkü sonraki gelen 34. Ayette de muhatap hala PEYGAMBER EŞLERİ dir. Yani ortada bir sorun var ve o konu hakkında konuşuluyor.
Peki konu ne ?
O konunun ne olduğu yine ayetlerin içinde. Çünkü Allah'ın ne yapmak istediği ayetlerin sonunda verilir. 28. Ayetten itibaren Muhammed a.s ın ev hayatı ile ilgili, daha doğrusu Devlet Başkanı statüsünde olan bir Peygamberin eşlerine yakışan tutum ve davranışlar işleniyor;
Dünya malına tamah etmemek, dünyanın gösteriş ve süsüne kanmamak, yeryüzünde asıl kavganın ganimetler değil Allah'ın rızası çerçevesinde bir hayat sürmek gibi gibi...
Abi mesele özetle şu;
Kadının SGK ile ilgili düzenlemeleri yapılmıyor bu ayetler çerçevesinde...
Sen n'olcak bu Ümmetin hali? diyorsun yenge koltuk eskidi, salon takımını değiştirelim mi ? diyor.
Mesele bu !