Gerileye gerileye ilerle !
"İnsanlığın tarihi ilerlemenin, bilginin birikmesinin ve bilgeliğin artmasının, akıl ve esenliğin bir alt basamağından bir üst basamağına aralıksız tırmanışın tarihidir." bazı batılılar. İnsan önce totem, animizm, tabu deneyimlerinden geçerek önce politesit Tanrı inancına daha sonraları ise monoteist Tanrı inancına evrildi demeye getiriler işi. Aslında nihai varmak istedikleri sonuç "Tanrıya ve Dine artık ihtiyaç yok" tur.
İnsanoğlu yukarıdaki deneyimlerden geçerek mükemmelleştiği savı aslına bakılırsa insanın kibrinin vardığı bir sonuç. Ari olmak, ari ırka mensubiyet ve kast sisteminin seçkinler sınıfında daima yer alma çabası. Çünkü seçkinler varsa köleler ve paryalar da bizim için olmalıdır. Göbeğini kaşıyan ve bidon kafalılar bize hizmet etmelidir mantığının bilinç altında bu yatıyor.
Kur'an kendi döngüsü içinde büyük bir hakikati döne döne haykırır.
"Sizin derdiniz TANRI sorunu değilir."
Sizin derdiniz Allahsızlık sorunu değildir"
"Sizi ateizmle sınamıyoruz"
"Sizin sorununuz birden çok tanrı edindirerek ve edinerek birbirinize zulmetmeniz."
Bak bu kronik bir din metaztazı. Hiç değişmiyor.
O yüzden hep diyorum ya Kur'anın mücadele ettiği iki tip var diye;
Bir aklını kullanmayanlar, iki aklını kullanmayanları kullananlar...
Kur'an nükteli nükteli aslında haykırıyor !
"Sizler bir tanrı yaratıyor, ona istediğiniz söyletiyor ve onunla işiniz bittiğinde yenisi yapıyorsunuz. Sizin tanrılarınız size, bizim ki bize, Sizin dininiz size bizim ki bize" de ki naif aşağılama aslıda bence bu.
Kadim bir döngü bu. İlerlemiyoruz aksine yerimizde sayıyoruz. İlk atalarımız Afrika topraklarından yüz atmış beş bin yıl önce ayrılıp yeryüzünün her yerini kirletmeye başladığından beri birbirimizi katlediyor, yerlerinden yurtlarından ediyor, kadınlara tecavüz ediyor, çocukları yetim ve öksüz bırakıyoruz. Çalmanın, kafayı çekip sağı solu ağıtmanın, konu komşuya yaka silktirmenin, haksız kazanmanın lafını bile etmiyorum. Ahlaki olarak milim İlerlemiyoruz. Sorunumuz ateizm sorunu değil, hiç olmadı. Çünkü Afrika da ki ilk atalarımız içinde BİRİCİK olan "GÖK" tü. "GÖK Tanrı demekti, Allah demekti. Sorunumuz O'nu bulamamak değil anlayamamak !
Peki nedir bu sürüp giden din çeşitliliği, hala tatmin olunamamış anlam arayışı ? Niçin en kadim sorularımız mutmain cevaplar bulmuyor ?
Allah'ın bizimle iletişim kurmasının "kendisinin yalnızlığından kaynaklanrak bir bilinme arzusu olmadığı" Kur'an retoriği içinde çok açık bir biçimde yer alır. O'nu bizimle konuşmaya zorlayan şey;
Bizim
Ahmak, Cahil, Barbar ve Zorba oluşumuzdur.
Aklımızın bir köşesinde yer eden anlam arayışında sanıyoruz ki Allah'ın hiç işi gücü yok sürekli bizimle uğraşıyor !
Haydi !
Artık kendine gel. Konumuz çok basit ve yalın;
İnsanoğlu yukarıdaki deneyimlerden geçerek mükemmelleştiği savı aslına bakılırsa insanın kibrinin vardığı bir sonuç. Ari olmak, ari ırka mensubiyet ve kast sisteminin seçkinler sınıfında daima yer alma çabası. Çünkü seçkinler varsa köleler ve paryalar da bizim için olmalıdır. Göbeğini kaşıyan ve bidon kafalılar bize hizmet etmelidir mantığının bilinç altında bu yatıyor.
Kur'an kendi döngüsü içinde büyük bir hakikati döne döne haykırır.
"Sizin derdiniz TANRI sorunu değilir."
Sizin derdiniz Allahsızlık sorunu değildir"
"Sizi ateizmle sınamıyoruz"
"Sizin sorununuz birden çok tanrı edindirerek ve edinerek birbirinize zulmetmeniz."
Bak bu kronik bir din metaztazı. Hiç değişmiyor.
O yüzden hep diyorum ya Kur'anın mücadele ettiği iki tip var diye;
Bir aklını kullanmayanlar, iki aklını kullanmayanları kullananlar...
Kur'an nükteli nükteli aslında haykırıyor !
"Sizler bir tanrı yaratıyor, ona istediğiniz söyletiyor ve onunla işiniz bittiğinde yenisi yapıyorsunuz. Sizin tanrılarınız size, bizim ki bize, Sizin dininiz size bizim ki bize" de ki naif aşağılama aslıda bence bu.
Kadim bir döngü bu. İlerlemiyoruz aksine yerimizde sayıyoruz. İlk atalarımız Afrika topraklarından yüz atmış beş bin yıl önce ayrılıp yeryüzünün her yerini kirletmeye başladığından beri birbirimizi katlediyor, yerlerinden yurtlarından ediyor, kadınlara tecavüz ediyor, çocukları yetim ve öksüz bırakıyoruz. Çalmanın, kafayı çekip sağı solu ağıtmanın, konu komşuya yaka silktirmenin, haksız kazanmanın lafını bile etmiyorum. Ahlaki olarak milim İlerlemiyoruz. Sorunumuz ateizm sorunu değil, hiç olmadı. Çünkü Afrika da ki ilk atalarımız içinde BİRİCİK olan "GÖK" tü. "GÖK Tanrı demekti, Allah demekti. Sorunumuz O'nu bulamamak değil anlayamamak !
Peki nedir bu sürüp giden din çeşitliliği, hala tatmin olunamamış anlam arayışı ? Niçin en kadim sorularımız mutmain cevaplar bulmuyor ?
Allah'ın bizimle iletişim kurmasının "kendisinin yalnızlığından kaynaklanrak bir bilinme arzusu olmadığı" Kur'an retoriği içinde çok açık bir biçimde yer alır. O'nu bizimle konuşmaya zorlayan şey;
Bizim
Ahmak, Cahil, Barbar ve Zorba oluşumuzdur.
Aklımızın bir köşesinde yer eden anlam arayışında sanıyoruz ki Allah'ın hiç işi gücü yok sürekli bizimle uğraşıyor !
Haydi !
Artık kendine gel. Konumuz çok basit ve yalın;
Açı bulacak, çıplağı giydireceğiz. Mazlumu ayağa kaldırırken Zalimin burnunu yere sürtmeyi de ihmal etmeyeceğiz. Gücün yetiğince...
Yeryüzünde sürüp giden bu kadim ve basit kavganın HAK tarafında ol. Detaylardan ve anlamsız tartışmalardan uzak dur. Kur'anın inciğini cinciğini çıkarıp, sağını solunu çekiştirip sürekli bir anlam çıkarma, sürekli bir keşif yapma girişimine son ver. O her çağa ayrı ayrı ve şifreli paketlenmiş mesajlar yollamıyor, her zaman tekrarladığımız ahmaklığımızı sadece tekrar tekrar yüzümüze vuruyor.
Bu kadar basit.
Keşiflerine malzeme çıkarma artık, her bulduğun teknolojik keşfi Kur'anın rastgele çevirdiğin bir sayfasına denk getirme zorlamasına girme artık.
Yeter artık zulmetme kendine de Kur'ana da. O basit ve yalın bir Ahlak kitabıdır, hepsi bu...
Bu kadar basit.
Keşiflerine malzeme çıkarma artık, her bulduğun teknolojik keşfi Kur'anın rastgele çevirdiğin bir sayfasına denk getirme zorlamasına girme artık.
Yeter artık zulmetme kendine de Kur'ana da. O basit ve yalın bir Ahlak kitabıdır, hepsi bu...