Sırat Köprüsü ve Kökeni
Sırat Köprüsü nedir ?
Din ve inançların birbirleri ile etkileşimi inkar edilemez bir tarihsel süreçtir. Bu süreçte karşımıza çıkan iki önemli sonuç vardır ki bu adeta tarihin Sünnetullahıdır ve hiç değişmemiştir.
Birincisi; tüm dinlerin ortak bir vahiyden beslenmiş olmaları ihtimali,
İkincisi ; bozulma ve tahrifin kaçınılmaz oluşu ve dinlerin bu süreçte birbirlerine çok fazla etki edip ortak bir son ile aslını kaybetmeleridir.
İslamın tekrar zuhurundan sonra Peygamber ve arkadaşlarının sürdürdüğü örnek ve büyük mücadele çok kısa bir süre geçtikten sonra bu tarihsel bozulmaya, tarihin sünnetullahına uymuş ve bozulmuştur. Günümüzde alabildiğine ehli kitaplaşmamız bunun en açık kanıtıdır. 1400 yıllık bir zaman diliminde kendilerini bir din ve inanç biçimi içinde tarif eden Müslümanlar, bütün bir insanlık tarihinin düştüğü bu durumdan kendilerini beri göremezler. En azından geçmişlerine bir göz atıp 1400 yıl ile öncesi arasında bir kıyas yapmak zorundadırlar.
İslam inanç sistemimize girmiş olan Sırat Köprüsü inancının Zedüştlük den (Mecusilik) gelen Tişinvet Köprüsü olduğunu biliyor muydunuz ?
Zerdüştlük de, ölen ruhlar bu köprüden geçmek için mücadele ederler. Bu geçiş sırasında iyiler köprüyü kolayca geçerken, kötüler köprünün incelip keskinleşmesi sonucu aşağıya düşüp karanlıkların içinde kaybolurlar. Tişinvet Köprüsü' nden düşen tamamen kötüler ebedi olarak cehennemde kalırken, kötünün iyisi kötüler ise cehennemde biraz kaldıktan sonra cennete giderler. Kur-an ı Kerim de böyle bir itikadın izine rastlanmaz çünkü Sırat bu dünya hayatının ta kendisidir.
Kur-an da hiç bir yerde bir köprüden bahseldilmemektedir fakat Kur-an ın içinde sürekli canlı tutulan bir SIRAT I MUSTAKİM itikadı vardır. Kişi bu dünya hayatında kazandığı ile ahiretin ödül veya cezasına tabi tutulur. İmtihanın gereği de budur. Eşsiz ve tek kurtuluşa götüren bu yolun tüm din ve inançlara bildirilmesine rağmen, sonradan bozulmuş bu inancın, İslam' a bulaştırdığı nihai sonuç Sırat Köprüsü örneğidir. Oysa biz biliyoruz ki; SIRAT, bu hayatın kendisidir. Bu hayatın SIRAT ında olamayanlar için ikinci bir SIRAT olmayacaktır. İslam'ın tahrip ve tahrifatında daima buna benzer bir yol izlenir. Bir batıl, bir Hak, Karıştır karıştır şifa niyetine
Din ve inançların birbirleri ile etkileşimi inkar edilemez bir tarihsel süreçtir. Bu süreçte karşımıza çıkan iki önemli sonuç vardır ki bu adeta tarihin Sünnetullahıdır ve hiç değişmemiştir.
Birincisi; tüm dinlerin ortak bir vahiyden beslenmiş olmaları ihtimali,
İkincisi ; bozulma ve tahrifin kaçınılmaz oluşu ve dinlerin bu süreçte birbirlerine çok fazla etki edip ortak bir son ile aslını kaybetmeleridir.
İslamın tekrar zuhurundan sonra Peygamber ve arkadaşlarının sürdürdüğü örnek ve büyük mücadele çok kısa bir süre geçtikten sonra bu tarihsel bozulmaya, tarihin sünnetullahına uymuş ve bozulmuştur. Günümüzde alabildiğine ehli kitaplaşmamız bunun en açık kanıtıdır. 1400 yıllık bir zaman diliminde kendilerini bir din ve inanç biçimi içinde tarif eden Müslümanlar, bütün bir insanlık tarihinin düştüğü bu durumdan kendilerini beri göremezler. En azından geçmişlerine bir göz atıp 1400 yıl ile öncesi arasında bir kıyas yapmak zorundadırlar.
İslam inanç sistemimize girmiş olan Sırat Köprüsü inancının Zedüştlük den (Mecusilik) gelen Tişinvet Köprüsü olduğunu biliyor muydunuz ?
Zerdüştlük de, ölen ruhlar bu köprüden geçmek için mücadele ederler. Bu geçiş sırasında iyiler köprüyü kolayca geçerken, kötüler köprünün incelip keskinleşmesi sonucu aşağıya düşüp karanlıkların içinde kaybolurlar. Tişinvet Köprüsü' nden düşen tamamen kötüler ebedi olarak cehennemde kalırken, kötünün iyisi kötüler ise cehennemde biraz kaldıktan sonra cennete giderler. Kur-an ı Kerim de böyle bir itikadın izine rastlanmaz çünkü Sırat bu dünya hayatının ta kendisidir.
Kur-an da hiç bir yerde bir köprüden bahseldilmemektedir fakat Kur-an ın içinde sürekli canlı tutulan bir SIRAT I MUSTAKİM itikadı vardır. Kişi bu dünya hayatında kazandığı ile ahiretin ödül veya cezasına tabi tutulur. İmtihanın gereği de budur. Eşsiz ve tek kurtuluşa götüren bu yolun tüm din ve inançlara bildirilmesine rağmen, sonradan bozulmuş bu inancın, İslam' a bulaştırdığı nihai sonuç Sırat Köprüsü örneğidir. Oysa biz biliyoruz ki; SIRAT, bu hayatın kendisidir. Bu hayatın SIRAT ında olamayanlar için ikinci bir SIRAT olmayacaktır. İslam'ın tahrip ve tahrifatında daima buna benzer bir yol izlenir. Bir batıl, bir Hak, Karıştır karıştır şifa niyetine