BÜYÜ de gel falına bakayım...
Herhangi bir olgunun Kur'an ı Kerim de geçiyor olması, olgunun nesnel hayatımızda mutlak bir karşılığının ya da varlığının olma zaruretini doğurmaz. Sihir, büyü gibi kelimeler Kur'an ı Kerim de geçiyor olması mitolojik tanrının mağarasına sızıp onun sihirli yüzüğünü çalmaya çalışan ve bunu da din diye yutturanların herzeleridir.
Konumuz ile ilgili ayet şöyle;
Ve (onun yerine) Süleyman'ın hükümdarlığı sırasında şeytanca niyetler taşıyan kimselerin telkin edegeldiklerine uyarlar. Hakikati inkar eden Süleyman değildi, ama o şeytanca niyetler taşıyan kişiler halka sihir öğreterek hakikati inkar ettiler; -ve onlar, Babil'deki iki melek Harut ve Marut vasıtasıyla ihdas edilene (uyarlar)- gerçi bu ikili, öncelikle, "Biz sadece ayartıcılar; sakın (Allah'ın vahyettiği) hakikati inkara yeltenmeyin!" şeklinde uyarıda bulunmadan hiç kimseye onu öğretmediler. Ve onlar, bu ikiliden, karı koca arasında nasıl huzursuzluk çıkarılacağını öğreniyorlardır; ancak Allah'ın izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremedikleri gibi sadece kendilerine zarar veren ve hiç faydası olmayan bir bilgi ediniyorlardı; oysa onlar, bu (bilgiyi) edinenin ahiret hayatının güzelliğinden nasipsiz kalacağını biliyorlardı. Doğrusu, karşılığında ruhlarını sattıkları o (sanat) ne kötüdür, keşke bunu bilselerdi!
Harut ve Marut, Pers mitolojisinde, Zerdüştlük'te ve Kur'an'da ismi geçen iki melektir. Ancak gözden kaçırılmaması gereken ayette geçmesi Kur'anın bunu tasdik ettiği ve varlığını onayladığı anlamına gelmemelidir. Harut ve Marut adında Melekler olduğu toplumun kültürel dinamiklerinin ortaya sürdüğü bir tezdir. Kur'an da yer alıyor olması olayın söz konusu edilmesi içindir. Yahudiler Babil Sürgünü döneminde tanık oldular bu melekler üzerinden yürütülmek istenen uygulamalara. Süleyman A.S. ne zaman ki bir mısır prensesi ile evlenince ve Yahudilerin siyasal talepleri Tevhid ile örtüşmeyince kara propagandaya başladılar. Süleyman'a Amerikanın BOP eş başkanı olduğunu, ona cinlerin, perilerin yardım ettiğini söylediler. Ha ha tanıdık geldi değil mi!
Ayette geçen "halka sihir öğreterek" kısmındaki öğretme bu işin mümkünlüğünü değil, meşgalenin sürdürüldüğünü gösterir. Halka böyle bir şeyin mümkünlüğünün üzerine kurulmuş bir tezgah vardı. Ayrıca Kur'an ayetlerinde "Allah'ın izni olmadan" kalıbı daima ASLA anlamında ve BÖYLE BİR ŞEYE İZİN VERİLMEZ, BÖYLE BİR ŞEY YOK anlamında kullanılır. Sosyal ilişkilerimizin en sorunlu alanları olan kişilik bozuklukları, karı koca geçimsizlikleri gibi psikolojik sorunların giderildiği varsayımı sanal bir tezgahtır. Reçetesizdir. Tarihsel bir sürecin ve bir olgunun nasıl itikad haline geldiğine bakar mısınız! Kur'an da bir kelimenin geçiyor olması o kelimenin istendiği amaca hizmet eder hale getirilmesi insanın yaptığı ilk ve son hainlik değildir.
Kur'an dan büyü ve sihir çıkmaz. Fal çıkar, nasıl çıkar uzat elini bakayım. Tüm olasılıkları duymaya ve inanmaya hazır mısın ?
Konumuz ile ilgili ayet şöyle;
Ve (onun yerine) Süleyman'ın hükümdarlığı sırasında şeytanca niyetler taşıyan kimselerin telkin edegeldiklerine uyarlar. Hakikati inkar eden Süleyman değildi, ama o şeytanca niyetler taşıyan kişiler halka sihir öğreterek hakikati inkar ettiler; -ve onlar, Babil'deki iki melek Harut ve Marut vasıtasıyla ihdas edilene (uyarlar)- gerçi bu ikili, öncelikle, "Biz sadece ayartıcılar; sakın (Allah'ın vahyettiği) hakikati inkara yeltenmeyin!" şeklinde uyarıda bulunmadan hiç kimseye onu öğretmediler. Ve onlar, bu ikiliden, karı koca arasında nasıl huzursuzluk çıkarılacağını öğreniyorlardır; ancak Allah'ın izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremedikleri gibi sadece kendilerine zarar veren ve hiç faydası olmayan bir bilgi ediniyorlardı; oysa onlar, bu (bilgiyi) edinenin ahiret hayatının güzelliğinden nasipsiz kalacağını biliyorlardı. Doğrusu, karşılığında ruhlarını sattıkları o (sanat) ne kötüdür, keşke bunu bilselerdi!
Harut ve Marut, Pers mitolojisinde, Zerdüştlük'te ve Kur'an'da ismi geçen iki melektir. Ancak gözden kaçırılmaması gereken ayette geçmesi Kur'anın bunu tasdik ettiği ve varlığını onayladığı anlamına gelmemelidir. Harut ve Marut adında Melekler olduğu toplumun kültürel dinamiklerinin ortaya sürdüğü bir tezdir. Kur'an da yer alıyor olması olayın söz konusu edilmesi içindir. Yahudiler Babil Sürgünü döneminde tanık oldular bu melekler üzerinden yürütülmek istenen uygulamalara. Süleyman A.S. ne zaman ki bir mısır prensesi ile evlenince ve Yahudilerin siyasal talepleri Tevhid ile örtüşmeyince kara propagandaya başladılar. Süleyman'a Amerikanın BOP eş başkanı olduğunu, ona cinlerin, perilerin yardım ettiğini söylediler. Ha ha tanıdık geldi değil mi!
Ayette geçen "halka sihir öğreterek" kısmındaki öğretme bu işin mümkünlüğünü değil, meşgalenin sürdürüldüğünü gösterir. Halka böyle bir şeyin mümkünlüğünün üzerine kurulmuş bir tezgah vardı. Ayrıca Kur'an ayetlerinde "Allah'ın izni olmadan" kalıbı daima ASLA anlamında ve BÖYLE BİR ŞEYE İZİN VERİLMEZ, BÖYLE BİR ŞEY YOK anlamında kullanılır. Sosyal ilişkilerimizin en sorunlu alanları olan kişilik bozuklukları, karı koca geçimsizlikleri gibi psikolojik sorunların giderildiği varsayımı sanal bir tezgahtır. Reçetesizdir. Tarihsel bir sürecin ve bir olgunun nasıl itikad haline geldiğine bakar mısınız! Kur'an da bir kelimenin geçiyor olması o kelimenin istendiği amaca hizmet eder hale getirilmesi insanın yaptığı ilk ve son hainlik değildir.
Kur'an dan büyü ve sihir çıkmaz. Fal çıkar, nasıl çıkar uzat elini bakayım. Tüm olasılıkları duymaya ve inanmaya hazır mısın ?