Musa'nın android hikayesi
Jobs, ancak %1'imizin gerçekten ihtiyaç duyacağı elimizden düşürmediğimiz makineleri 3.Dünya ülkelerinde, ucuz işçilerle üretmekte çok başarılıydı. Medyanın öyle bir gücü var ki, bakış açımızı öyle bir değiştirir ki, hırsız bir CEO'nun hayat hikayesi bizim için "azim ve başarı hikayesi" olabiliyor.
Medya demişken Musa geldi aklıma, Günümüzle ölçekler isek pek de farkı olmayan bir dönemde yaşamıştı. Annesine onu bir salın içine bırakması istenmiş ve Firavunun sarayına gelip yerleşmesi sağlanmıştı. Hatta Kral Sargon'a olan berzerliği nedeniyle Akadlıların Yahudilere "siz bu öyküyü bizden aldınız, siz hırsızınız bile demişlerdi. Musa ergenliğini yaşayıp elindeki tabletlerle oynamayı bırakıp varoşlara gidince Mısır nüfusunun % 1'inin diğer Mısır kaynaklarının ve zenginliklerinin % 50'sine sahip olduğunu gördü. Ona sarayda milyonlarca evsiz insanın hepsinin havuzlu villalarda yaşadığı masalları anlatılıyordu. Varoşlarda gördüklerinden sonra işler değişti.
Musa, Mısır da eşi benzeri görülmemiş bir isyan başlattı. Emekçi köleler, hakları gasp edilmiş kadınlar, yarınlarından umudunu yitirmiş öksüz ve yetimler, arkası olmayan sahipsiz garibanlar topyekun ayaklandı. Bu öylesine büyük bir güce dönüştü ki Musa nın arkasındaki büyük bir güç güç oldu. Bu ejderha gücü, sabah akşam milleti uyutan Sihirbazların göz boyayan sinsi yılanlarını yani yalanlarını yuttu. Sabah akşam ekranlarda bu göz boyayan acun programları yerine, açlık ve açıklıkta kalmışlık, denizi geçerken boğulmuş ayakkabılarının tekleri bir türlü bulunmayan bebelerin cesetleri konuşuluyordu artık.
Musalar !, Musa'nın kızkardeşleri !
Elinizi vicdanınıza sokun ve çıkarın.
Kire pisliğe bulaşmamış eli beyaz olan kardeşlerim gözünüzü dört açın ve sabah akşam bizi büyülen bu medya dan biraz uzaklaşın. Gözlerinizi etrafınızdaki açların çıplakların, yerinden yurdundan edilmişlerin üzerine çevirin. Arayın bulun onları ve kol kanat gerin onlara. Aksi halde asla denizleri yaracak bir ASA mız olmayacaktır Bilesiniz.
Medya demişken Musa geldi aklıma, Günümüzle ölçekler isek pek de farkı olmayan bir dönemde yaşamıştı. Annesine onu bir salın içine bırakması istenmiş ve Firavunun sarayına gelip yerleşmesi sağlanmıştı. Hatta Kral Sargon'a olan berzerliği nedeniyle Akadlıların Yahudilere "siz bu öyküyü bizden aldınız, siz hırsızınız bile demişlerdi. Musa ergenliğini yaşayıp elindeki tabletlerle oynamayı bırakıp varoşlara gidince Mısır nüfusunun % 1'inin diğer Mısır kaynaklarının ve zenginliklerinin % 50'sine sahip olduğunu gördü. Ona sarayda milyonlarca evsiz insanın hepsinin havuzlu villalarda yaşadığı masalları anlatılıyordu. Varoşlarda gördüklerinden sonra işler değişti.
Musa, Mısır da eşi benzeri görülmemiş bir isyan başlattı. Emekçi köleler, hakları gasp edilmiş kadınlar, yarınlarından umudunu yitirmiş öksüz ve yetimler, arkası olmayan sahipsiz garibanlar topyekun ayaklandı. Bu öylesine büyük bir güce dönüştü ki Musa nın arkasındaki büyük bir güç güç oldu. Bu ejderha gücü, sabah akşam milleti uyutan Sihirbazların göz boyayan sinsi yılanlarını yani yalanlarını yuttu. Sabah akşam ekranlarda bu göz boyayan acun programları yerine, açlık ve açıklıkta kalmışlık, denizi geçerken boğulmuş ayakkabılarının tekleri bir türlü bulunmayan bebelerin cesetleri konuşuluyordu artık.
Musalar !, Musa'nın kızkardeşleri !
Elinizi vicdanınıza sokun ve çıkarın.
Kire pisliğe bulaşmamış eli beyaz olan kardeşlerim gözünüzü dört açın ve sabah akşam bizi büyülen bu medya dan biraz uzaklaşın. Gözlerinizi etrafınızdaki açların çıplakların, yerinden yurdundan edilmişlerin üzerine çevirin. Arayın bulun onları ve kol kanat gerin onlara. Aksi halde asla denizleri yaracak bir ASA mız olmayacaktır Bilesiniz.