Teklikten çokluğa dipsiz kuyularda insan!
Dinleri tasnif edenler bir çok kritere göre tasnif yaptıktan sonra Monoteist (TEK TANRI) ve Politeist (ÇOK TANRILI) dinler olarak ikiye de ayrılır. Bu dinler içinde Yahudiliği, Hırıstiyanlığı ve Müslümanlığı diğer inançlarda ayrı tutarak bu tek tanrılı dinler kategorisine sokarlar. YANLIŞ !!!
Yahudiliğin gelişim sürecinde ELOHİM terkedilmiş YEHOVA tanrı olarak, Hıristiyanlık da ÜÇLEME ile politeist bir inanç şekline bürünmüştür. Yeryüzünde inançlar asla politesit değildir. MUTLAK AŞKIN VE TEK BİR MUTLAK a yeryüzünde mutlaka rastlanır, ancak bir süre sonra O mutlak olan yaratıcının sıfatları yeryüzüne indirilip çoğaltılır ve yeryüzü fenomenlerine daha sonra beşer olanlara dağıtılır.
Gelelim bize; İşte burada cıngar kopacak...
Tüm inançlarda olduğu bizim de 1400 yıllık sürecimizde hiç kimse Allah'dan başka İLAH kabul etmez ancak onun sıfatları çeşitli GAVS, KUTUB, PİR, ŞEYH, EFENDİ HAZRETLERİ v.b. hırsızlar tarafından çalınmıştır. Müslümanlık da diğer inançlardan bir fark kalmamış durumdadır.
İşte bu nedenle İSLAM, tarihsel süreçlerde bu ALLAH dan ROL ÇALAN larla mücadele etmiş ve insanları bu rolleri çalarak tahakküm edenler den kurtarmak istemiştir. Ne yazık ki bizim de geçmiş ümmetlerden hiç bir farkımız kalmamıştır. Her hangi bir yahudiye ALLAH BİR midir diye sorsanız ya da Hıristyianlardan ELBETTE cevabı alırsınız. Hatta Müslümanlara sorsanız size SEN DELİMİSİN elbette derler. İstistansız hiç bir inançta ALLAH'ın rakibi yoktur, coğrafyalara göre sadece onun adı değişir. Zaten sorunda Allah'ın bir rakibi olması değil, ona denk tutulan ya da onun sıfatlarından çalanların insanlar arasındaki eşitliği bozmasıdır. Allah öylesine hayatın dışına itilir ki artık Allah ile insanlar arasında kim söz sahibi olacak sorununa her zaman bu hırsızlar BİZ cevabı verirler. BİZ SİZİN TANRI İLE ARANIZI BULURUZ derler. Hep aynı tezgah, hep aynı !