Çöz abi artık şu Sünnet, Sünnetullah,Kader, Mucize meselesini ve anla artık Uçma, kaçma üfleme işleri ile ilgilenmez ALLAH. ÇALIŞ ve HAK ET Mesele çok basit!
Sünnetullah; Kur'an ayetlerinde de kök anlamını koruyarak yol, kanun, adet ve adetullah anlamında kullanılmıştır. Sünnet kelimesinin Allah'a izafe edilmesiyle oluşan sünnetullah ifadesinin anlamı, insanların yapıp ettiklerinden dolayı Allah'ın onlara karşı takip ettiği yol olduğunu söyleyebiliriz.
Örneğin ;
Bakara -7 "Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözleri üzerinde de bir perde vardır; dehşet verici bir azap beklemektedir onları." Kalplerin mühürlenmesi sünnetullah çerçevesinde insanların Allah'ın emir ve buyruklarına kulak tıkaması neticesindedir. Zaten 8. ayette bu gerekçelendirilir. Kopuk ve parçacı Kur-an okuma biçimi ayetleri bağlamından koparınca bu insanın kaderine atfedilir. Bu da ayıca başka bir sorunu beraberinde getirir ki o da şudur. Kader diye öğretilegelen de sünnetullahtır. KADER = ALLAH'IN KAİNATTAKİ YASALAR BÜTÜNÜDÜR VE ASLA DEĞİŞİKLİK GÖSTERMEZ.
Geleneksel algıda MUCİZE diye beklenen şey işte bu yasaların aniden birdenbire değişiklik göstermesi beklentisidir. Kur-an ı Kerim bu tarz beklentilerin asla olmayacağını sürekli tekrar eder. Aciz bırakan olağanüstü bir şey bekliyor iseler Güneşe, Aya geçip giden zamana, bir biri ardınca gelen gece ve gündüze, dağlara , bitkilere, hayvanlara ve hatta insanın kendisine dönüp bakması yeterli olacaktır. Çünkü bu bahsi geçen tüm şeylerin tamamı olağanüstüdür. İnsan bu olağanüstü şeylerin hiç birisine müdahale edemez, değiştiremez ve işleyişine ortak olamaz.
Sünnetullah; İnsanoğlunun tabi olduğu ve boyun eğmek zorunda olduğu evrensel bir yasadır. Başka bir ifadeyle sünnetullah, "Allah'ın varlıklarla ilgili olarak öteden beri var olan ve var olmaya devam edecek değişmeyen davranış biçimidir." Kur-an da belirtildiği gibi bu yasa değişmezlik niteliğine sahiptir. İlahi yasalarda bir değişiklik olmamakla birlikte, söz konusu yasaları öğrenmek, işleyişini kavramak suretiyle, onları insan kendi lehine kullanabilir. Yağmurun yağmasından, toplumların çöküş yada yeniden toparlanma kurallarına varıncaya kadar bu yasalar hiç bir şekilde değişmez. İnkar edenlerin ısrarla peygamberlerden MUCİZE beklemelerinin nedeni işte budur. Kainat yasalarının asla değişiklik göstermeyeceğini bildikleri için gündemi saptırmak ve peygamberi beceriksizlikle suçlayabilmek için onlardan daima olağanüstü ve sünnetullaha aykırı şeyler istemişlerdir. Oysa elçilerin görevi sadece vahyi bildirmek ve bu çerçevede bir hayat sürmekten başka bir şey değildi.
İsra - 77 "Elçilerimizden senden önce gönderdiklerimiz için de (izlediğimiz) yol buydu; Bizim (çizdiğimiz) yolda bir değişme göremezsin."
Ahzab -38 "(O halde,) Allah'ın kendisi için takdir ettiği şeyi (yapmasından dolayı) Peygamber'e hiçbir suç isnad edilemez. (Gerçekte, bu) sizden önce gelip geçenler için de Allah'ın bir uygulamasıydı; ve (şunu unutma ki) Allah'ın iradesi mutlaka tecelli eder."
Ahzab -62 "Daha önce gelip geçen (bu tür günahkar)lar için Allah'ın tatbik ettiği yol budur; ve sen Allah'ın tatbikatında bir değişiklik göremezsin!"
Fatır - 43 "Yeryüzünde böbürlenmelerini artırdı, (Allah'ın mesajlarına karşı) şeytanî itirazlar geliştirme (çaba)larını... Halbuki, bütün şeytanî tuzaklar (sonunda) sadece sahiplerini yutar; yoksa onlar, önceki (günahkar)ların (sürüklendikleri) yoldan başka bir şey mi bekliyorlar? Sen Allah'ın tuttuğu yol ve yöntemde hiçbir değişiklik göremezsin; evet sen, Allah'ın yolunda ve yönteminde bir sapma göremezsin! "
Mumin - 85 "Fakat cezamızın farkına vardıktan sonra iman etmiş olmaları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. Allah'ın kulları için her zaman uyguladığı yol yöntem budur. İşte, hakikati inkar etmiş olanlar, o zaman ve orada, ziyana uğramış olacaklardır. "
Fetih - 23 "Allah'ın yöntemi öteden beri hep böyledir ve siz Allah'ın yönteminde hiçbir değişme bulamazsınız!"