Paralelin iki eli kurusun.
Devlete karşı mücadele eden profesyonel ve illegal bir yapı, Paralalel Devlet diyorlar. Sosyal yapının içine yayılarak yuvalanmış, top sakallı yazarların tetikçiliğini yaptığı, mistik ve içi bir türlü İslam ile doldurulamayan bu örgüt, son 100 yılda yaşadığımız senaryoların aynısını yaşamamız için elinden geleni yapıyor. Kendilerini Hizmet, Hareket, Gayretullah gibi içine her türlü amaç ve dünya görüşünün doldurulabileceği kavramlarla tanımlamaya çalışıyorlar. Amerika'ya yerleşmiş imamı ile hiç bir zaman Müslümanlardan yana tavır almayan ve asla İsrail menfaatleri ile çatışmayan bu örgüt, dünyanın 170 ülkesinde de yuvalanmış durumda. Küresel Emperyalizmin dümen suyunda olduğu açıkça çok sırıtıyor.
Tüm gayret ve enerjilerini İslam'a hizmete adamış gönül neferleri ve onlarla birlikte İslam'a hizmet ettiğini zanneden on binlerce gönüllüsü ile adeta darphane gibi para basan bu örgütün, ülkemizde denetlenebilir hiç bir resmi kurumu yoktu ve tüzel bir kimlik ile temsil edilmiyordu !. Kısacası, Bu örgüt memleket içinde bir operasyon yapsa gidip yapışabileceğimiz ne bir yakası vardı, nede hesap soracak resmi bir temsilcisi. Gönüllü bindikleri eşeğin ne sahibi vardı ne de nereye sürülüyor belli değildi. Kardeşlerimize bunu defalarca anlattık ama dinletemedik.
Örgüte imamlık yaptırılan zatı bedduacı için zaman zaman ortaya atılan; " Hocaefendi hapis, Hocaefendi tutsak" gibi bu yapının ne kadar kontrolü altında olduğunu yada olmadığını aklama çalışmaları, onun fevri tavırlarıyla durumun tam aksi durumda olduğunu görmek mümkün. Beddua ile görüldü ki, gayret ancak karşılığı alınabilen hizmetler içindir. Etrafındakilerin yanlış yönlendirmelerine bu kadar müsait biri ise bu aslında kendi iç dinamikleri tarafından da sorgulanması gereken bir sorundur. Ancak daha önce de söylediğim şeyleri ısrarla söylemekte tekrar fayda var;
Öylesine gücü kestirilemeyen bir örgüt ki tüm dünyada Ilımlı İslam projesi olarak biliniyor ve kontrolü MÜSLÜMANLARDA değil. Efendilerine sorgusuz sualsiz hizmet,
Global ve mutlu dünya vatandaşlığı,
Yeme içme ve barınma ihtiyaçları son derece modern karşılanmış kölelik düzenine dayanıyor. Grubun tüm kanallarında sanki yeryüzünde hiç zulüm yokmuş ve mazlumlar sanki bu dünyada değilmiş gibi bir hava estiriliyordu. Kimi zaman maceracı ve davetsiz misafir gibi programlarında işi gücü yemek yemek, kuzu çevirmek olan bir kitleye hitap etmesi en bariz örneklerdi. Kuzu çevirmenin, kuzuyu en iyi pişirmenin en küstah ve görgüsüzcesi insanların gözlerinin içine baka baka yaptırılıyordu. Bir Müslümanın bunlardan midesinin bulanmamasına imkanı yoktu. Programlarda girdikleri şekil ve akıttıkları ağız suyu, insanlığa bir tokat niteliğindeydi. Samanyolunda belgesellerde sürekli yayınladıkları gibi tüm insanlığın derdi Hayvanlar gibi beslenmekti.
Fetö nün şahsında onun sadece ve sade bir Hoca olduğu, apolitik bir figür olduğu yönündeki tüm kanaatler son dönemde yaşadıklarımızla tamamen değişti. Kendisinin heva ve hevesi o kadar gözünü kör etmiş ki bilerek yada bilmeyerek bu heva ve hevesi sürekli emperyalizmin dümen suyuna gitmesine neden oluyordu.
Hizmet adına, Hareket adına ve onunda bu çarpık ve kontrol edilemeyen yapısı üzerine kurulmuş, devletin en önemli yönetim merkezlerinde, emniyette, yargıda, bürokraside vs. yerleşmiş adamları olduğu ve onların aldıkları talimatlara göre hareket ettikleri algısı artık iyice pekişti. Ergenekon Terör Örgütü bu yapının bir alt basamağıydı ve Kemalizm tezleri üzerine yürüyen yerel bir örgüttü. Bu örgüt tasfiye edilerek hem eski izleri silinecek, hemde bu bir kahramanlık şovuna dönüştürülüp yeni kahramanlar icat edilecekti. Kemalizm tezleri üzerine kurulu yapı ile çatışma yerel unsurlar içermesi bakımında bir siyasi iç çekişme olarak ülkeye zararları en az seviyede atlatılabilir ancak, Uluslararası en doğrudan saldırı ile karşı karşıyayız. İmamlığını ister gönüllü ister gönülsüz yapmış olsun, hitab ettiği kitle değil, o kitleyi istediği gibi sürükleyen bir yapı ülkenin altını üstüne getirebilecek bir operasyonel güce sahip ve etkileri hala yaşanmaya devam ediyor. Bu nedenle eğer halkın iradesine rağmen bir operasyon var ise burada artık onların anladığı dilden konuşmak gerekmektedir.
Şimdi ülkenin son 30-40 yılına geri dönüp bir de bu açıdan bakma zamanı geldi.
İyi ler kötü, kötüler iyi olabilir. Dikkatli Bakın !