Büyük Taşlar

Bilindik bir hikayeyi aktarayım nerede okumuştum hatırlamıyorum. Profesör öğrencilerine zamanın ideal ve doğru kullanımı yahut önceliklerimizi doğru belirlemek üzerine bir örnek sunuyordu. Böyle bir şeydi işte. Büyük bir cam fanusla biraz kum biraz taş ve bir sürahi suyla meramını anlatmıştı.

Kadirrrr abiiiiiiiiii, abi nerde kaldı bizim çaylarr.
ee abi tamam da bak muhabete giremedik, hadi abiii. Geçen getirdiğimiz sobayı kurdun mu abi?, çocuklar üşümesin sonra.

Ne diyordum haa cam fanus, çakıl, taş, kum. Önce büyük büyük taşları cam fanusun içine koymuş
-Doldu mu? diye sormuştu öğrencilere. Onlar da;
-Doldu hocam
cevabını verince taşların arasında küçük çakıl taşlarını serpiştirmişti ta ki cam fanus doluncaya kadar
ve tekrar sormuştu;
- Doldu mu? ve aynı cevabı almıştı;
-Evet doldu hocam
Bu kez büyük taşların arasına dolan küçük çakıl taşlarının arasına dolacak şekilde kumla doldurmuştu cam fanusu ve soruyu tekrarlayınca bilindik cevabı almıştı.
-Evet bu kez doldu hocam

Mahmut abiiiiii abi çay olduk burdaaaaa madara olduk bak arkadaşlara. Abi naptın şu elektrik faturasını geçen arkadaşlarla göndermiştik yatırdın mı? tamam abi sıkışırsan yine haber gönder.

ne diyordum haa hoca fanusa sürekli bir şeyler ilave ediyor ama fanus bir türlü dolmuyodu. En son içine tamamı doluncaya kadar su ilave edince kendisi;
- işte şimdi doldu diyerek şunları söylemişti. Bakın çocuklar; Hayat da adeta bu cam fanus gibidir. Eğer önce büyük taşları sonra kum ve suyu ilave etmezseniz önce suyla doldurusanız büyük taşlara yer kalmaz demişti. Aklımda kalmış nedense daima İslam denince aklıma işte bu BÜYÜK TAŞLAR meselesi gelir.

Sağol Mehmet abi benim ki tek şeker. Yanlız bu çaylar gelene kadar biz muhabbeti bitirdik. Şu geçen erzak yardımı yaptığımız ailenin oğlu işe girdimi, arkadaşlar iş ayarlamıştı. Tamam abi sorun olursa haber ver.

ne diyorduk Büyük taşlar hah. Arasıra burada Tasavvuf ve Felsefeye salvolarım işte bundan. Buna bir anlam veremeyen kardeşlerime tekrar hatırlatmak isterim. Hayat, İslam dan başka BÜYÜK TAŞLARLA doldurulamayacak kadar narin ve küçüktür. Büyük taşları yerli yerine koymak yerine hayatlarımızı, felsefe laklakları ve tasavvuf aylaklıkları ile doldurursak bir gün cam fanusumuz dolacak ve İslam'a hiç yer kalmayacaktır. Şimdi dönüp hayatımıza bakalım ve İslam'ın büyük taşlarına öncelik verelim ondan sonra kendimize de sürekli şu soruyu soralım;
- Acaba Doldu mu?

Not: Çaycı abinin adının sürekli değiştiğini farkedenler ve buna takılanlar çaylarını içip gitsinler hesabı biz öderiz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?