Kur'an bizi kesmez!
Kur'anın MÜTEŞABİH dediği şey her dilin edebiyatında kullanılan TEŞBİH tir. Teşbih: Anlatımı güçlendirmek amacıyla, aralarında ortak nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan, ortak nitelik yönünden güçlü olandan, zayıf olana aktarma yapılmasıdır. "Teşbih de hata olmaz" deyimi aynen de bu amaç için kullanılır. "Kur'an da bir kelimenin birden çok manası var" yargısı da her dilde olan bir kelimenin birden çok anlamlılığı kuralından başka bir şey değildir.
Kur'an bir örnek, bir mesele, bir model önermek ya da bir fikir vermek istediği zaman bu yöntemi kullanır. Tüm dillerde olan basit bir DİLBİLGİSİ kuralıdır bu. Kitab kısaca;
"Anlayasınız diye derdimi anlatmak için her yolu deniyeceğim" dedi ancak biz
kitabı çok fazla mıncıklayıp, didik didik edip öteye beriye çekiştirince Müteşabih bir KAVRAM'a ve özel anlayıcıların anladığı, sırlar ve keşifler için bir cazibe sofrasına dönüştü. Doymak bilmeden ac acına daldık sofraya. Ye babam ye, doyuncaya kadar aksırıncaya kadar ye. Edebiyatın dibine vur, laf estetiği, laf cambazlığı, kelime tatminkarlığı adına kitabı tanınmaz hale getirdik.
Anlayacağın kardeşim!
hazine bulmuş gibi kaz kazdıkça çıkar çıkarabildiğini, yor yorabildiğine. Bu doymak bilmez açlığımız bir türlü bizi kesmedi. Yuttukça bilgi yuttuk şimdi patlayacak kadar tıka bas bilgi ile birbirimize saldırıyoruz. Çünkü Kur'an bu kadar basit olamazdı. Her şeyden bahsetmeliydi o ama her şeyden. Deve den söz eden bir anlamı karadeliklere kadar götürdük ve Kitab sayemizde artık derdini anlatamaz oldu. Daha dün Nasa, Ay dan başka yeni bir uydumuz daha olduğunu keşfetti,
Kur'an bir örnek, bir mesele, bir model önermek ya da bir fikir vermek istediği zaman bu yöntemi kullanır. Tüm dillerde olan basit bir DİLBİLGİSİ kuralıdır bu. Kitab kısaca;
"Anlayasınız diye derdimi anlatmak için her yolu deniyeceğim" dedi ancak biz
kitabı çok fazla mıncıklayıp, didik didik edip öteye beriye çekiştirince Müteşabih bir KAVRAM'a ve özel anlayıcıların anladığı, sırlar ve keşifler için bir cazibe sofrasına dönüştü. Doymak bilmeden ac acına daldık sofraya. Ye babam ye, doyuncaya kadar aksırıncaya kadar ye. Edebiyatın dibine vur, laf estetiği, laf cambazlığı, kelime tatminkarlığı adına kitabı tanınmaz hale getirdik.
Anlayacağın kardeşim!
hazine bulmuş gibi kaz kazdıkça çıkar çıkarabildiğini, yor yorabildiğine. Bu doymak bilmez açlığımız bir türlü bizi kesmedi. Yuttukça bilgi yuttuk şimdi patlayacak kadar tıka bas bilgi ile birbirimize saldırıyoruz. Çünkü Kur'an bu kadar basit olamazdı. Her şeyden bahsetmeliydi o ama her şeyden. Deve den söz eden bir anlamı karadeliklere kadar götürdük ve Kitab sayemizde artık derdini anlatamaz oldu. Daha dün Nasa, Ay dan başka yeni bir uydumuz daha olduğunu keşfetti,
Haydi beyler iş başına! Haydiiiii