PAPA, Diyanet ve GelenEKsel İmsak Tartışması
GelenEKler yoluyla Bi'datlerin, Dinin ve dine dair ritüellerin , kurumsallaşmasında olumsuz katkısına en iyi örnek son zamanlarda ayyuka çıkan İmsak saati tartışmalarıdır. Göz göre göre 1 saate yakın "temkin" adı altında keyfi ve yanlış bir uygulamayı yıllardır bu topluma Diyanet EZAN OKUYARAK dayatıyor. Bir gün öncesinde ki sabah namazı ezan saati ile bir gün sonra ki ezan saati arasındaki fark bariz ortada. Ancak "herkes özgürdür isterse daha geç de oruca başlayabilir" şeklinde yamuk yumuk cümlelerle Sabah Namazının saatini vaktinden önce kıldıracak şekilde ezan okuma alışkanlığına devam ediyor.
Sorun oruca bir saat geç başlanmasının ötesinde vaktinden önce kıldırılan SABAH NAMAZI sorunudur. Bu uygulama aslında Dinin kurumsallaşmasına çok güzel bir örnektir. Unutulmamalıdır ki hiç bir tarihsel süreçte GELENEKLER yoluyla birlikte gelen EK ya da EKLER asla gerisin geriye eksiltilemez ve dinden çıkarılamazlar. Örneğin;
Teravih kılınmaya başlandıysa hiç bir güç onu artık iptal edemez, rekat sayısını azaltamaz,
azaltamadığı için bu kadar uzun bir namazı yavaş kıldıramaz,
hızlı kıldıracağım diye de ümmeti komik duruma düşürmekten kurtaramazlar.
Bi'datler bir süre KOMİK olurlar ancak GÜLDÜRMEZLER. O yüzden Dinde Bi'dat çok tehlikeli bir şeydir ve Dinin yozlaşmasında başat bir rol oynarlar. Din bu yolla katılaşıp mabed ve mabed aktivitelerine hapsedilir. Ruhbanlar da bu kurumun işleticileridirler.
Diyanet bu uygulamaya yamuk yumuk cevaplar vermek yerine derhal ahaliye "KUSUR ETTİK, AFFOLA" demesi gerekmektedir. Bu kadar basit. Zira Diyanet Hıristiyan teolojisindeki "PAPA'NIN YANILMAZLIK" doktrininin tıpa tıp benzerini bu ümmetin çocuklarına TEMKİN diye uyduruk bir zorlama olarak dayatmaktadır. Diyanet bu uygulama ile bir çukurun içine düşmüş hala çıkamamıştır. Bu paradokstan tek çıkış yolu Diyanetin, İNSAN ÜRETİMİ BİR YAPI olduğunu bu nedenle HATA yapılabileceğini kabul ve hatırlamasıdır.
Anadolu toprakları DEVLETE İTAAT i ALLAH a itaate neredeyse denk bir anlayışla yüzyıllardır benimsediği için DEVLET'in bir kurumu olan DİYANETE de ses çıkaramamaktadır. Diyanet geçmişin getirdiği bu itaat kültürüne sığınmamalıdır. Diyanet İşleri inatla sürdürdüğü bu Bi'dat i, halkı "zorlamıyorum" görünerek ancak EZAN OKUYARAK aslında PAPA'NIN YANILMAZLIĞI benzeri hatasıyla halkı bu uygulamaya adeta zorlamaktadır.
"Abi bu konuda yanıldık, biz de beşeriz, hatamızı düzeltsek karizmamız çizilecek ama olsun ümmetin selameti her şeyden önde gelir" deyip bir an önce bu saçma uygulamaya son vermelidir. Aksi durumda Diyanet İşleri kendini TANRI yerine koymaya devam etmektedir böyle biline...
Sorun oruca bir saat geç başlanmasının ötesinde vaktinden önce kıldırılan SABAH NAMAZI sorunudur. Bu uygulama aslında Dinin kurumsallaşmasına çok güzel bir örnektir. Unutulmamalıdır ki hiç bir tarihsel süreçte GELENEKLER yoluyla birlikte gelen EK ya da EKLER asla gerisin geriye eksiltilemez ve dinden çıkarılamazlar. Örneğin;
Teravih kılınmaya başlandıysa hiç bir güç onu artık iptal edemez, rekat sayısını azaltamaz,
azaltamadığı için bu kadar uzun bir namazı yavaş kıldıramaz,
hızlı kıldıracağım diye de ümmeti komik duruma düşürmekten kurtaramazlar.
Bi'datler bir süre KOMİK olurlar ancak GÜLDÜRMEZLER. O yüzden Dinde Bi'dat çok tehlikeli bir şeydir ve Dinin yozlaşmasında başat bir rol oynarlar. Din bu yolla katılaşıp mabed ve mabed aktivitelerine hapsedilir. Ruhbanlar da bu kurumun işleticileridirler.
Diyanet bu uygulamaya yamuk yumuk cevaplar vermek yerine derhal ahaliye "KUSUR ETTİK, AFFOLA" demesi gerekmektedir. Bu kadar basit. Zira Diyanet Hıristiyan teolojisindeki "PAPA'NIN YANILMAZLIK" doktrininin tıpa tıp benzerini bu ümmetin çocuklarına TEMKİN diye uyduruk bir zorlama olarak dayatmaktadır. Diyanet bu uygulama ile bir çukurun içine düşmüş hala çıkamamıştır. Bu paradokstan tek çıkış yolu Diyanetin, İNSAN ÜRETİMİ BİR YAPI olduğunu bu nedenle HATA yapılabileceğini kabul ve hatırlamasıdır.
Anadolu toprakları DEVLETE İTAAT i ALLAH a itaate neredeyse denk bir anlayışla yüzyıllardır benimsediği için DEVLET'in bir kurumu olan DİYANETE de ses çıkaramamaktadır. Diyanet geçmişin getirdiği bu itaat kültürüne sığınmamalıdır. Diyanet İşleri inatla sürdürdüğü bu Bi'dat i, halkı "zorlamıyorum" görünerek ancak EZAN OKUYARAK aslında PAPA'NIN YANILMAZLIĞI benzeri hatasıyla halkı bu uygulamaya adeta zorlamaktadır.
"Abi bu konuda yanıldık, biz de beşeriz, hatamızı düzeltsek karizmamız çizilecek ama olsun ümmetin selameti her şeyden önde gelir" deyip bir an önce bu saçma uygulamaya son vermelidir. Aksi durumda Diyanet İşleri kendini TANRI yerine koymaya devam etmektedir böyle biline...