Tarihte ve İslami Harekette ofsayta düşmek!

Yok be yaa maçtan bahsetmicem az öte gidin yer açın bi amma yayılmışınız iftardan ötürümü nedir! Cemal abi sende Ramazan geldi bu millete çay yetiştiremicem ayağına çaya su mu katıyon nedir ya çaylar dünden beri ii değil haaa bilesin!

Şimdi dün konuştuğumuz konu yarım kaldı ne diyorduk, İslami Hareket Metodu. Ben diyorum ki İslami duruşumuz yüzyıllardır SAVUNMA REFLEKSi kalıbı formlarında gelişti. Bu kalıplar zamanla katı birer itikata dönüştü. Davranış biçimlerimiz özgün, konjektürel, vizyoner değil kalıplar çerçevesinde ve cetvelle ölçülmüş hassaslıkta mot a mot oldu. İtikat haline getirdiğimiz İslami kavramların bir çoğu soğuk ve fonksiyonları budanmış kuru sloganlara dönüştü. Değişmez bir İslami Hareket Metodu olarak İktidar daima Zalimdi ve Zalime karşı çıkmak bir Mü'mine farzdı. Eyvallah

Şimdi tarihsel süreçlerde İslam'ın yalnızca bir savunma refleksi olmadığını, Adalet ve Barışı tesis etme noktasında, gerektiğinde Müslümanların taşın altına elini nasıl soktuklarına bir bakalım

Yusuf'un bir hayali vardı
Hangi yusuf mu?
dedem Yusuf. töbe ya
Bak sen hep bu konu da tarzan kalıyon Kamil abi. Tabi ki bildiğin Hz olan. gerçi Hazret, hazırda olan demek ya neyse sen öyle de ben a.s diyim. O dağılmış İsrailoğulları kabilelerini izzet ve şerefi İslamda bulan bir ümmet olarak bir çatı altında toplamak istemişti. Kısmen başardı ancak onun vefatından hemen sonra İbraniler Mısır da köleleştiler. Musa gelip onlara "Dünya'nın ikiden, Mısır ve Hitit den büyük" olduğunu, özgürlüğün ancak tüm dünyaya özgürlük götürmekten geçtiğini hatırlatınca, Mısırdan çıktılar. Ancak Musa da kısmen başarmasına rağmen İsrailoğulları insanlığın derin açmazlarında tekrar parça parça oldular. Davud'u bilir misin! Hani şu Calud'un ensine binip darmadağın olmuş İsrailoğullarını tek bir merkezde toplamayı başaran Talud'un oğlu. Yecüc Mecüc değil Mustafa abi amma Pelin çift izliyon ha, cinler periler, şifreler, sırlar. Yok abi Calud bu, beş harfli olan Kur'an'ın bütün orduları emrine verdik dediği Süleyman'ın dedesi. Başardı ve oğullarına bir SELAM yurdu teslim etti. Davud ve Süleyman'ı anlatmaya çok uzun zaman gerek o da ata-baba yadigarı ümmeti Allah'ın rızası çevresinde çekip çevirdi. Acaba İsrailoğulları bir prototip olarak insanlığın yeryüzünde adalet ve barış hamisi kalmayı başarabilecek miydi?

Hoppalaaa,

Aradan daha bir kaç kuşak geçmedi ki İsrailoğulları on iki kabileye tekrar dağıldı ve adeta deyim yerindeyse dönemin Emperyal güçleri Asur ve Babil e çıtır çerez oldular. Gel ordan abi Zekeriya, Yahya İsa'ya hep kısır mezhepsel ve siyasal çekişmeler. Yahya abi abi ne akalası var lanetlenmiş kavimle ya. Sen Allah'ın rızasına uymayınca kanın değişip mutant olmuyorsun abi. Muhammed a.s Mekke ve Medinesi, daha sonrası Emevi ve Abbasi Zalim diktatörleri. Bizim İslamdan anladığımız iktidarı daima ZALİMLER elde tutar biz de onlara haddini bildirirdik. Böyle sürdü geldi. İslam ümmetinin İslami Hareketten anladığı hep buydu.

Kanaatim odur ki İnsanoğlu, Allah'ın bir dönem ya da yerel çözümünü; "DAİMA EVRENSELLEŞTİRMİŞ, "Allah'ın son sözü budur" diyerek bir refleks dini olarak donuklaştırmıştır. Bunu tüm vahiy alan toplumlar yapmış. Nerden mi biliyorum abi aç oku adamların kutsal saydıkları kitapları içinde azda olsa vahiyden izler var. Hint, Çin, Japon, Yunan, Roma ,Türk kim varsa. herkes bu din benim demiş ama Allah'ı bir süre sonra devre dışı bırakmış, Neyse tarih dersi değil muhabbet ediyoz, adamları sallıyom sen anla hepsi işte hepsi.

Sorunumuz şudur; okullara hapsedilmiş olarak tedris edilen Din, bu nedenle sahada hiç bir yaraya merhem olmamıştır. Ya da ömrü kısa olmuştur. Sahte doktorların cirit attığı Ruhbanlık Dini nedeniyle, Vahiy insanlığın kurtuluşu olacak iken adeta, kötü bir kaderi olup çıkmıştır. Ateistlerin beğenmediği din, işte bu dindir. Bu din kaos dinidir. Fırkalar mezhepler birbirini yiyip tüketmeden çoğaltmakta ve bir canavar dönüşmektedir. Hurafeler, bidatler ve donuk katı itikatler Din'in nihai emri kabul edilerek mabedlere hapsedilmektedir. Bu hurafe dinine itiraz eden biraz daha akıllı cahiller de Protestan Müslümanlardır. Kiliseye kızıp Tanrıya küsenlerle bizde Camiye küsüp Allah'la bozuşanların kafası aynı kafadır. Neyse yazı uzadı,çaylar soğudu meramımıza gelelim;

İslam'ın her şart ve dönemde katı bir hareket metodu yoktur. İslam terdici (zamana yayılarak benimsetilen) çözümleri zaman içerisinde doğru anlaşılmaz ise ilk kendi müntesipleri tarafından "zındık" ilan edilir. Zira sürekli defansta kalmayı ED-DİN sanmak bunu gerektirir. Hiç bir işe el atmadan Camiye küfretmek, Camiye giren çıkanları gıdıklamak daha kolaydır. Mahallesindeki her türlüğü pisliği görmezden gelip müdahil olmayanlar koskoca devlet sorunlarını masa başında çözerler. Zalime haddini bildirecek gücümüz yok ama imanımız var deyip sabah akşam salvolar ve sloganlar ile İslam'ı yeryüzüne hakim kılmaya çalışırlar. Keşke içimizden biri çıksa da şu mazlumları ayağa kaldırsa, adaleti tesis etse bizi emperyalizmden kurtarsa, şu sahipsiz garibanlara sahip çıksa derler ancak hiç bir zaman GERÇEK BİR KURTARICI ile karşılaşmak istemezler. Sabah akşam hurafe dinine savaş açıp ordan taraftar toplamak ve sosyal hayatın yaralarına eğilmeden DİN ANLATMAK en kolayı.

Çünkü gerçek bir karakter gelse bu iş demek, emek demek, çelik gibi sinir demek, ihanetlerden yılmamak demek, "DÜNYA BEŞ'TEN BÜYÜK DEMEK", rahatı bozulmak demek. Müslümanların hiç bir konuda artizlik yapma hakkı kalmamıştır. İslam şu anda en azından konuşulabilir durumdadır bu ülkede. Devletin çözebileceği konuları Mü'minlerin sırtına yüklemek, Faiz, içki, genelev, piyango, at yarışı kafasını bir kenara bırakıp DEVLET'in önce EMPERYALİZM den kurtulmasına yardım etmek gerek. Kadınlarımızın namusunu kirletende bizi bir bataklıkta boğulmaya mahkum edende Emperyalizmdir. Önce DEVLET olmak sonra DEVLET den ERDEMLİ VE SORUMLUK SAHİBİ İŞLER üretmesini beklemek gerek. Müslümanların hiç DEVLET hayali olmadı ki !

Mısır dan çıkmadan, Mekke den çıkmadan Medine hayalleri kurup sağa sola Medine ağzıyla saldırmak İslam ümmetinin yapacağı iş değildir. Haydi kolları sıva ve "BANA DÜŞEN NEDİR?" sorusunu sorabileceğin bir yaka bul, yapış hemen. Ben elimi hangi taşın altına sokabilirim diye kıvran bakalım sahada yapacak ne kadar çok iş var göreceksin. Hadi aslanım, hadi paşam, mücahidim benim...


Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?