İçimizde daha dindar görünmek istemeyenler ya et yemiyorlardı, ya evlenmiyorlar, ya da kafalarına göre kendilerini açlıkla terbiye ettiklerini ileri sürüp aylarca riyazet içinde kalıyorlardı. Amaç ne ? "Ben senden daha dindarım, Ben Tanrıya daha yakınım" demenin bir kurnazlık yolu. Kendini küçük bir yere kapatandan, manatstıra hapsededen çeşit çeşit dindarlık sahtekarlığı. Herkesin kafası o biçim, her kesin ibadet formatı çeşit çeşit. Budisti, Jainisti, Toisti, Şintositi, Mecusisi, Yahudisi, Hıristiyanı. Aç karıştır, biraz dinler tarihini bak ne kepazelikler ne kepazelikler !... Allah imdadımıza yetişti. "Ben Tanrıya daha yakınım" süsü verilmiş böylesi bir sahtekarlığın elinden kurtardı bizi. Hepimizi bir ay boyunca, aynı biçim ve formda bir nefis terbiyesine tabi tuttu. Süresi belli, üstelik evli olanlarda hanımlarına yaklaşabiliyor. Yok öyle "Ben Tanrıya daha yakınım" yalanıyla "evlenmiyorum" ayağına türlü türlü fantezileri manastırlar...