Eylemsizlik Eylemi

Eylemsizlik Eylemi

Herhangi bir toplumun ahlak yasası toplumdaki normatif
sistemin bir parçasıdır. Normatif sistemle hukuk, ahlak, pratik ve benzeri kuralların tümü anlatılır. Bu kurallar, tek (fert) in toplum içindeki hareketini düzenler ve tek bir sistemde birleştirir. Kuralların hiçbir yönü, normların hiçbir grubu, sistemin tümünden ayrı ve bağımsız sayılmaz ve ayrı bir inceleme konusu olamaz. Kur'an ı Kerim bir toplumda fertlerin Ahlak ve vicdan çerçevesinde hareket edecek sorumluluk bilinci taşımasını ister ve bu yönde onu eğitmek ve harekete geçirmek ister. Bu nedenle Kur'an ı Kerim de Bir devlet modeli ya da şeması. Herhangi bir Devlet Yönetim biçimi yada yapılanması bulunmaz. Esas olan Devleti meydana getiren organların birey üzerinde hangi ahlaki vicdani esaslara göre davranacağıdır.

Kur'an ı Kerim'in herhangi bir DEVLET YÖNETİM modeli önermiyor oluşu onun bir devletsizlik modeli önerdiği anlamına gelmez. Bir devlet kademesini İnsanlar meydana getirdiğinden insan dinamikleri göz önüne alınarak ortaya konacak her İslami Hareket Kur'anın onayını alır. Kur'an yönetim organlarının ŞURA ile şekillenmesini ve bu ortaya konan pratiklerin de Kur'an genel çerçevesi dışında kullanılamayacağı şartı ile meseleyi sınırlar. Ortaya konacak pratik insanın kendi çabasına, emeğine ve başarısına bırakılmıştır. Aksi durumda tüm adımları belirlenmiş bir nihai hedef insanın önüne konup bir askeri disiplin içine buna uyulmasını şart koşmuş olsa o  zaman insanın donanımları imtihan gerçeğinin dışında kalacaktı.

Üzerimize büyük bir sorumluluk ve yük düşmektedir. Kriterlerimiz bellidir. Allah tüm Kur'anı Kerim de yeryüzündeki meselenin BARIŞ ve ESENLİK meselesi oluşuna sürekli vurgu yapmaktadır. Barış ve selameti ise teminat altına alacak genel kriter AHLAK, VİCDAN ve HUKUK dur. Tüm Devlet dinamiklerimizi bu sac ağayı üzerine oturtup yeniden şekillendirmeli ve bu coğrafyayı bir SELAM YURDU yapmalıyız. Kur'an ı Kerim de her yönetim biçiminden bir örneğe rastlamak mümkündür. Örneğin bunu başarabilmiş olan Davud ve Süleyman bir KRAL dır. Yusuf'un amiri bir Mısır Kralıdır. Önemli olan neyle yönettiğiniz değil nasıl yönettiğinizdir. Bu çerçevede;

İslami çalışmalarını genel geçer tefsir dersleri ile sınırlamış kardeşlerimiz bir an evvel DEVLET, ŞURA, YÖNETİM, DEMOKRASİ, LAİSİZM gibi kavramları tekrar gözden geçirmelidir. Batı Hıristiyanlık ile birlikte, Ortodoks ve Katolik din anlayışı ile ortaya koyduğu yaşanılmaz bir dünya neticesinde arayışı neticesinde ortaya koydu bir takım pratikler. Bu tecrübelerin toptan çöpe atılmaması aynı tecrübelerin yüzyıllarca tekrar tekrar yaşanmasıdır.  İnsanın yeryüzündeki tecrübeleri ortak ancak sonuçları farklı farklıdır. Batının geçirmiş olduğu bir çok deneyim sonucunda faydalı olanlarını almak ve içi boşaltılmış kavramları bire bir kopyalamak yerine toplumsal kullanım amacının İslami olup olmadığı ya da bunların tekrar revize edilmesinin ne kadar mümkün olduğunu tekrar gözden geçirmek gerekmekteyiz. Çünkü coğrafyamız bir çözümsüzlük girdabında sürüklenip durmakta ve ihtiyaç duyulan güçlü devlet zarureti daha derinden hissedilmektedir. Kominzmin ütopyasından hiç bir farkı kalmayan HER ŞEYE MESAFELİ DURUŞ ve HİÇ BİR ÇÖZÜM İÇİN ADIM ATMA DENEMESİNE girişmeyiş bizi aslında arafta bırakmakta ve arafta kaldıkça da kör, sağır ve dilsiz yapmaktadır. 
Ha gayret, Hata edeceğiz belki ama düşeceğiz, doğruyu bulacağız ve tövbe edeceğiz. Böylece doğruya bir adım daha yaklamış olacağız. Çünkü unutmamak gerekir ki İmtihan edilmemiş bir yüreğin cennette yeri de olmayacaktır... 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?