Zincirli Salıncak, Sünnet ve değişmeyen Sünnetullah
Lunaparkta gece bekçisi iki kafadar (zincirlerin ucuna bağlanmış salıncaklardan oluşan) uçan sandalyelere biner ve mekanizmayı çalıştırırlar. Ancak sandalyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açılmasından dolayı durdurmak için şaltere ulaşamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini duyuramazlar. Akıbetlerini sormayın zaten gülmeniz geçtiyse konuya giricem
Ne alaka demeyin konumuz merkez ve merkezden kaçma eylemi üzerine. İnsanlık tarihinde Din hayatın daima merkezindedir. Bunu şehirlerin mabedler etrafında genişlemesinden anlayabilirsiniz. Lakin Din hayatın bu kadar merkezindeyken ortaya ilginç bir sorun çıkar. İnsan Dini hayatın merkezine oturtur ama Din'in asli kaynağını dönme dolabın zincirleri gibi ucuna ağırlıklar bağlayarak evirir çevir. Dinin nihai hedefi bu merkezkaç kuvvetinden dolayı dağılır ve bir süre sonra bu hareketlilik merkeze artık ulaşılamamasına yol açar.
Kur'anın asli kaynağı Vahiydir. Asli kaynak zamanlar merkezin kontorlünde koparılıp yardımcı kaynaklar ile çoğaltılıp amacı dışına çıkarılınca DİN hayata yön veremez. Hayat Dine yön verir. Kur'an bu durumu Bir nehrin üzerine akıp giden köpüklere benzetir. İslam tarihi diğer inançlarıda başına gelen bu ASLİ METİN yani vahyin ikinci ve yardımcı kaynaklar tarafından gölgelenmesi akametine uğramıştır. İnsan yeryüzünü kendi çıkarları için kullanmaya başladığında aslında Allah'ın sünnetulahı devreye girer. Kısa süreliğine fayda uzun süreç sonunda hüsrandır insanın elde ettiği sonuç Belki de ASR Suresi bundan dolayı Kur'anın özetidir.
"Geçip giden zamana yemin olsun ki
İnsanlar hüsranda ve ziyandadır. Yalnızca Allah'a güvenen bu uğurda yararlı işler yapanlar ve bunu sürdürerek birbirlerine de örnek olanlar müstesna."
İnsanlar hüsranda ve ziyandadır. Yalnızca Allah'a güvenen bu uğurda yararlı işler yapanlar ve bunu sürdürerek birbirlerine de örnek olanlar müstesna."
Asli kaynak tıpkı Musa nın başına geldiği gibi Muhammed a.s ın başına gelen bir süreci izleyip nihayi karar yerinde durdu. Yahudiler de Musa ya bir yazılı Torah bir de sözlü bir Tora veirdildiği şeklinde merkezlerini dağıttılar. Bu durum tarihsel süreçler de bizde Hadis/Sünnet olarak tıpkılandı.
Sünnet; Vahiy ile desteklenen Peygamberin hal ve davranışlarıdır. Kur'anı Kerimin nüzul tertibi dediğimiz diziliş, vahyin 23 yıllık iniş sürecinde aslında Peygamber ve arkadaşlarının mücadelesine desteğini gözler önüne serer. Nüzul sırasına göre okuma, Muhammed a.s ve arkadaşlarının davalarının seyrini okumaktır. Allah Muhammed a.s ve arkadaşlarının davaları için yirmiüç yıl süren bir emek harcamıştır.Yürütülen bu mücadele işte sünnetin de ta kendisidir. Başka bir şey değil!
Peygamberin vefatından sonra yaklaşık 250 -300 yıl sonrası bir zaman diliminde kendisinden rivayet edildiği söylenen sözlerin toplanması İslam'ın 1400 yıllık serüvenini, diğer tahrif edilmiş dinlerin sonundan farklı kılmamıştır. Bu durumun en ilginç örneği, İsa dan sonra İncil'in ortadan kaybolması, Pavlus'un ve öğrencilerinin İsa hakkında yazdıkları mektupların İncil zannedilmesidir. Hadislerin Rivayetleştirilmesi, Rivayetlerinde Dinleşmesi kaçınılmazdır. Bu süreç tüm diğer dinlerde de böyle olmuştur. Bizde de böyle oldu...