Ekmek, Özgürlük ve Tanklar
Toplumların kaderini, Allah'ın mesajına nasıl icabet ettikleri belirler. Allah bir toplumun durduk yere kaderini asla değiştirmez. Başımıza gelen her şey kendi yapıp ettiklerimiz yüzündendir. Yaşadığımız şu son süreç hiç de beklediğim gibi gelişmedi !. Açık söylemek gerekirse 15 Temmuz gecesi halk sokağa çıkmaz, üç beş müslüman sokağa çıkarız vurulur gideriz diye düşünüyordum. Allah var helalleşirken aklımdan bunlar geçiyordu.
Peki ama ne oldu da bu halk onca hurafe ve tarikat, cemaat, mezhep bataklığına batmış ve ehli kitaplaşmışken sokaklara döküldü. İstesek de istemesek de biz bu eğitimi versek de vermesek de aynı başarı bir daha elde edilemezdi. Bir yıl tatbikat yapsak, tek tek herkesi eğitsek, herkesin görev yeri aynen 15 Temmuz gecesi olduğu yer gibi olsa yine bu kadar başarılı olamazdık. Öyle bir plan işledi ki kusursuzdu ve herkes olması gerektiği yerdeydi. Bence bu Allah'ın bir planıydı ve Allah bize rüştümüzü ispat etme fırsatı verdi.
Üzerinde durulması gereken diğer konuda halkı sokağa döken başat şeyin ne olduğuydu. Onu da buldum;
Halk, son onbeş yıldır İNSAN YERİNE KONULMANIN ve ÖZGÜRLÜĞÜN tadına varmıştı ve onu bir daha bırakmak istemedi.
Erdoğan bu halka EKMEK aynı zamanda ÖZGÜRLÜK ruhunu da tattırdı. Tıpkı Musa'nın Mısır da kölelere vadettiği gibi;
"Tanrı size Özgürlük vadediyor" demişti Musa ve halk da;
" Ne ! Biz ekmeğe talipken Özgürlük Ha ! demek ki RAB bizi seviyor. Kölelik kaderimiz değilmiş" diyerek gözlerinin içleri gülüyordu. Bu halk dı o gece sokağa dökülen ve bir zulüm denizini yardılar. O gece koca koca demirleri yendi etlerin içindeki ruhlar. Çıplak eller mermileri durdurdu. Bu çılgın ve gözükara direniş, ölümle dalga geçildiğini görenleri şaşkına çevirdi, gözlerini yuvalarından fırlattı ve geri adım attılar. Attıkça da yenildiler. Gözlerimizle, bileğimizle, yüreğimizle koca koca tankları yerlerinden oynattık. Heyt bee
Şimdi işimiz daha zor. Bir adım öne çıktık ve Allah'ın büyük planında bizde varız dedik. Biz yalnızca kendi rahatımız için yokuz ve 15 Temmuz gecesi köleliğimizi bertaraf etmedik. Şimdi Allah için atacak, Allah için mazlumlardan yana olmaya devam edeceğiz dedik. Evet evet öyle dedik.
Rabbimiz!
ayaklarımızı sabit kıl ve bize fırsat verdiğin gibi yardımını da esirgeme
Peki ama ne oldu da bu halk onca hurafe ve tarikat, cemaat, mezhep bataklığına batmış ve ehli kitaplaşmışken sokaklara döküldü. İstesek de istemesek de biz bu eğitimi versek de vermesek de aynı başarı bir daha elde edilemezdi. Bir yıl tatbikat yapsak, tek tek herkesi eğitsek, herkesin görev yeri aynen 15 Temmuz gecesi olduğu yer gibi olsa yine bu kadar başarılı olamazdık. Öyle bir plan işledi ki kusursuzdu ve herkes olması gerektiği yerdeydi. Bence bu Allah'ın bir planıydı ve Allah bize rüştümüzü ispat etme fırsatı verdi.
Üzerinde durulması gereken diğer konuda halkı sokağa döken başat şeyin ne olduğuydu. Onu da buldum;
Halk, son onbeş yıldır İNSAN YERİNE KONULMANIN ve ÖZGÜRLÜĞÜN tadına varmıştı ve onu bir daha bırakmak istemedi.
Erdoğan bu halka EKMEK aynı zamanda ÖZGÜRLÜK ruhunu da tattırdı. Tıpkı Musa'nın Mısır da kölelere vadettiği gibi;
"Tanrı size Özgürlük vadediyor" demişti Musa ve halk da;
" Ne ! Biz ekmeğe talipken Özgürlük Ha ! demek ki RAB bizi seviyor. Kölelik kaderimiz değilmiş" diyerek gözlerinin içleri gülüyordu. Bu halk dı o gece sokağa dökülen ve bir zulüm denizini yardılar. O gece koca koca demirleri yendi etlerin içindeki ruhlar. Çıplak eller mermileri durdurdu. Bu çılgın ve gözükara direniş, ölümle dalga geçildiğini görenleri şaşkına çevirdi, gözlerini yuvalarından fırlattı ve geri adım attılar. Attıkça da yenildiler. Gözlerimizle, bileğimizle, yüreğimizle koca koca tankları yerlerinden oynattık. Heyt bee
Şimdi işimiz daha zor. Bir adım öne çıktık ve Allah'ın büyük planında bizde varız dedik. Biz yalnızca kendi rahatımız için yokuz ve 15 Temmuz gecesi köleliğimizi bertaraf etmedik. Şimdi Allah için atacak, Allah için mazlumlardan yana olmaya devam edeceğiz dedik. Evet evet öyle dedik.
Rabbimiz!
ayaklarımızı sabit kıl ve bize fırsat verdiğin gibi yardımını da esirgeme