Kamyoncu, dertlerimiz ve yüklerimiz

Bir arkadaşın evde oturduyduk eski zaman, sohbet bitti. Tefsir, Kelam, Fıkıh, Akaid döktürdük. O zamanlar ilk defa "Biraz peygamberler tarihi çalışalım, dinler tarihi çalışalım, bu elçileri Allah boşuna anlatıyor olamaz" diye tutturduğum zamanlar. Hiç de tınlanmadığım zamanlar. İlla kitap neyin yazacan ki konferans neyin verecen ki adam yerine konulasın. Puff, sakal bırakmak da yetmiyodu o zamanlar. Neyse, çaylar, kekler, pastalar. Kendi aramızda muhabbet başladı. Beş on dakka sürmedi ev sahibi arkadaş dedi ki;
- Durun, dedi size, kamyoncu abimin bir anısını anlatayım ve başladı anlatmaya. Abim, dedi. İzmir'den bu tarafa gelirken yolda beyaz bir murat yüz yirmi dört görmüş sağda duruyor. Durdum önünde, indim aşağı, cama tıkladım. Orta yaşlı bi abi, arkada yengeler, çoluk çocuk. Bildiğin aile.
-Hayırdır? hemşerim, dedim. O'da;
- Kardeş benzin bitti yolda kaldık, dağ taş bilmeyiz buraları, n'apacağımıza da karar veremedik dedi.
- Dedim ki; kardeş bak benzinci taa ilerde yirmi kilometre, istersen gel ben seni oraya bırakayım sen bidonla benzin al geri dönen biriyle de dön bu tarafa tekrar. Endişeli endişeli yengeye baktı sonra dönüp bana;
- Abi yok çoluk çocuk korkar gece vakti, dedi ama n'apacağını da bilmiyor bakışı gözlerinde çaresiz.
- İyi de kardeş, bu soğukta burda n'apcaksınız ki böyle !
- Valla bilmim abi napsam bilemedim, bekliyoz böyle. Abim bunun üzerine demiş ki yolda kalan şoföre;
- Kardeş bak gel ben seni beni kamyona bağlayayım seni benzinciye kadar çekeyim, orada benzini alırsınız.
- Hay Allah razı olsun demiş şoför, inmiş aşağı ip neyin bağlamışlar, çıkmışlar yola.

Neyse uzatmayım, abimin kamyon önde, bunlar arkada, başlamışlar yol almaya. Yanlız söylemeyi unuttum benim abim, bildiğin yolda uyur. Çoğu zaman inkar eder ama bildiğin uyur, gözleri açık! Bazen bir çok şehri geçtiğini ama çoğunu hatırlamadığını söyler. Artık uyuyor mu? bunadı mı? bilmem ama iyi şofördür haa! deyince, biz yıkıldık. Hem yerip yerip hem koruması, gülüncümüze gitti. Birkaç gülmesini bilmeyip abartarak kahkaha naraları, yerlerde yatmalar, tepinmeler filan, sonra birbirimizi dürttük: "azıcık insan olun la, adam bişi anlatıyo, şşşş"
- Eee, sonra ? dedik merakla hep bir ağızdan, sonra sonraa !
- Yaa, dedi. İşte abim, ya uyudu ya unuttu arkadaki içinde aile olan murat yüzyirmidördü. Benzinciyi geçmişler !
- N'ası yaaaa ? dedik hep bir ağızdan.
- Bildiğin işte geçmişler. İp bağlı kamyon önde çekiyo araba arkada zoraki gidiyomuş işte. Abim anlatırken olayı dedi ki;
- Ya arkama bi araba takıldı sürekli sellektör yapıyo, sürekli ama. Camdan elimi çıkarıp "geç" yapıyorumm geçmiyo, "geç" yapıyorumm geçmiyo sonra hemen arkaya saklanıyo. Tırstım önce ama bir iki, baktım olmadı, canım boğazıma geldi sağa çektim, levyeyi kaptım, indim bir hışım aşağı. Koştum arkaya hava soğuk ama ağzımdan burnumdan soluyom, duman tütüyo kafada üstelik. Cama tam bi tane indircektim ki baktım, yaa, bu bizim benzini biten araba! Benim arkaya bağlayıp çektiğim araba ! Allah canımı almaya dedim içimden, jeton düştü ama geç, neyse. Adam camı indirdi, dedim ki :
- Hemşerim kusura bakma ya benzinciyi geçtik ben de daldım, gel geri gidelim hemen dediysem de adam indi ipi çözdü bir hışımla;
- Yok kardeşim, yok bırak, çoluk çocuğun aklını aldın ya! dedi söylene söylene. İp kesti ben yoluma vurdum emektarı. Yüzü de aynı arabası gibi bembeyaz olmuştu. Belli ki korkmuş garibim. Ama suç benim mi ya demez mi ! Biz yine koptuk. Kahkahalar, debelenmeler ama beni bir aldı düşünme...

- Ya, dedim sesli düşünerek. Güldük güldük ama bu olay, ne kadar da bizim Ümmetin durumuna benziyor, dedim. Sonra ekledim: Kamyon bizim iki gözümüz İslam'ı, çektiğimiz araba da Allah'ın Dini'ne yardım edelim de "daha iyi anlaşılsın" diye sürekli çoğalttığımız külliyatımıza benziyor. Taktık peşimize, ne biz onu bırakabiliyoruz, ne de o bizi. Biz çekitikçe o da peşimizden geliyor. Sustuk. Sonra bir arkadaş dedi ki:
- İki dakka keyfimiz vardı hemen şey, hemen şey.
- Neyy, yalan mı!. Biz niçin bu Din'in, Allah'ın bizler için kolaylaştırılmış haliyle yetinemiyoruz? Geçmişi sürekli kritik, etüd ve analiz edelim derken birbirimizle kavga ediyor ve mezhep, fırka, hiziplere ayrılıyoruz ? Üzerinde bu kadar çok düşünce, fikir, edebiyat, sanat, bilimsel tevil, aşırıYorum yaptığımız kitap niçin Muhammed a.s ve arkadaşlarına yetti de bize yetmiyor ? Acaba biz onun kavgasını değil de masa başı işi isteyen tembeller gibi mi davranıyoruz?
sustuk yine, sonra dağıldık işte evlere, ne bakıyon !


Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?