Kim korkar sizin İllimunatinizden !

Televizyonda o kanal senin bu kanal benim yıllar geçmiş olmasına rağmen hala oynatılan bir film vardır. Süt Kardeşler. Yeşilçam'ın güldürükçü oğlanı Şaban lakablı Kemal Sunal'ın başrol oynadığı film. Hani halk adamı görünümlü yerleşik düzene kafa tutan emektar, solcu, Atatürkçü, laik sanatkarlardan. Bir dönemin dünya görüşünün parlattığı isimler. İyi ya da kötü her neyse bilirsiniz, Halit Akçatepe, Şener Şen, Ayşen Gruda, Adile Naşit filan. Bir dönemin Dindar kesimini aşağılayan bir çok unsurun ve "sahtekar hacı", "paragöz ev sahibi hacı", "üçkağıtcı şeyh", sahtekar kanaat önderi" figürlerinin derc edildiği sinema filimlerinin vazgeçilmez medarı iftiharları. Sanırsın ki adamlar dindarda dinden imandan yanıp tutuşmuşlar, zavallı halkı ihya edecekler, sosyal sorumluluk gereği böyle filimler yapmışlar, nerdee ! Neyse konuya dönelim bu bahis başka bir bahis.

Gulyabani, Süt Kardeşler filminde geçen bir figürdür ve yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gulyabani isimli romanından uyarlanan, 1976 yılı yapımı bir Türk filmidir. Yıllardır kimsenin sahip olamadığı konağın sahibi Melek hanım, sütoğlu Şaban sanıp da Şaban’ın arkadaşı Ramazan’ı eve alır. Fakat sinirli abisi Hüsamettin’e Ramazan’ı damadı Bayram olarak tanıtır. Konağa gerçek Şaban ve gerçek Bayram’ın gelmesiyle işler karışır. Bayram'ın kardeşi Bihter'e aşık olan Şaban onun peşinde dolanır. Bayram'ın babasının eve Gulyabani adında bir canavar sokmasıyla işler iyice karışır. Olayı çözen Şaban, damat Bayram, ve emir eri olan Ramazan madalya alır. Kesin hatırlamışsınızdır. Hah işte o filmdeki Gulyabani sürekli şişirilip durulan ve dünyanın gözünü korkutmak isteyen bir balondur. Ülüminati Dünyanın Gulyabanisidir. Sahtedir, düzmecedir.


Üç beş çakma şişirilmiş medya şaklabanı, biraz mistik ve ezoterik sombeller yoluyla oluşturulmuş bir korku fenomenidir. Amaç BİZ DEVİZ, BİZ TANRIYIZ kabulünü yaygınlaştırmak, bu duyguyu besleyen saygınlık korkusunu pekiştirmektir. Bu fenomeni besleyen sanatçılar medya tarafından adeta tanrılaştırılırlar, senin benim gibi yemek yemez, yaşamazlar, hayatları göz önünde değildir. Sürekli bir gizem haznesi içinde tutulurlar. Bu basit bir algı yönetimidir. Gulyabani olmak için bunları yapmak şarttır. Zira bu sanatçıların görevi gece olunca ortalık kararınca sahneye çıkmak, halkı yaptıkları şovlarla önce etkilemek sonrada benim gibi bir TANRI, İllimunati'nin hizmetindedir duygusunu pekiştirecek semboller ile başka bir TANRI ya hizmet ettiğini göstermek zorundadır. Ancak bu Gulyabani İllimunati Hazretleri asla ortalıkta görünmezdir.

Gulyabani, bazı Türk halklarının geleneksel demonolojik görüşlerine göre, her zaman kadın kılığında olduğuna inanılan mitolojik bir varlık. "Guleybanı" ve "Aleybanı" şeklinde de rastlanır. Adı hurafelerle ilgili olarak "Gulyabani", korkunç bir varlık olup, karanlık zamanlarda çölde ve mezarlıklarda koşan birinin gözüne canlı gibi görünür. Vücudu tüyle kaplı, kocaman, pis kokulu bu acayip varlığın ayakları tersinedir. Gündüzleri mezara girer. Geceleri ise hortlayıp çıkar. At binmeyi ve at kuyruğu örmeyi ve çocukları çok sever. Bir oyundan çıkarak, onları güldürmeye çalışır. O ayni anda çöllerin ve harabelerin iyesiydi. O, yolcuları yollarından döndürüp mahvederdi.

Etnik-kültürel gelenekte ise bazen onun "Al ruhu", "Al Anası" ve "Al Kadını" olduğu düşünülür. Bu görüş, aralarındaki benzerlik veya tam yakınlıktan ileri gelir. Pamir Kırgızlarının mitolojik metin ve efsanelerinde bu şeytanî varlığın adına "Gul" ya da "Gul-i Biyaban" şeklinde de rastlanır. Araştırmacılar bu varlığı en eski Arap rivayetlerine bağlıyorlar. "ıssız yerin ruhu" gibi anlamlandırılan bu şeytanî varlık, "Kar Adam" efsanelerinin yayılmasıyla yeni bir hayat kazanmıştır.

Bütün vücudu sarı-kırmızı tüylerle kaplı bu insanımsı çirkin varlık, dağ yamaçlarında ve kimsenin olmadığı çöllerde akşam üstü ortaya çıkar. Avcılara yaklaşıp onlarla insan gibi konuşur. Bir şeyler ister sonra onlara güreş yapmayı önerir. Avcı kazanırsa "Gulyabani" sessizce çekip gider. Ama eğer o kazanırsa avcı, uzun zaman hasta yatacak demektir. Ya da çöllük ve harabe bir yerde yalnız başına yatan birinin ayağının altını yalaya yalaya kan çıkacak kadar inceltir. Sonra ölünceye kadar kanını içer.

Bak şimdi konuyu nereye getircem;

Sarı kafalı abi başkanlık koltuğuna oturdu ama sular ABD de durulmuyor. Küresel güçler, medya ve bu ilimünatici çakma şişirlmiş sanatçılar günlerdir ağız dolusu CNN de bu adam canlı yayınlarda küfür kıyamet sövüyorlar. Bu sarı kafalı abi kendi ülkesinin iç dengelerini öylesine sarstı ki ! Daha düne kadar ABD de bir TANRI gibi davranan yerleşik düzen, çıldırmış gibi saldırıyor. Bizim Gezi olaylarını finanse eden, Çarşı gurubunun eline üç beş bedava bira, "benim bedenim benim kararım" diyen kime ait olduğu belli olmayan bedenlerine ilk defa kişilik giydirilip "haydi sokağa" diyen özgürlükçü kızlar, dinazorları kullanan Soros bu adama kafayı takmış durumda. ABD içinde çok ciddi siyasi ve sosyal patlamalara şahitlik edebiliriz, tabi CNN canlı verirse, verirse ....rrrrefsizzzzdir. Neyse sakinim.

Bak şimdi konuyu ordan bize getircem;

Ortadoğuda ABD nin geçici bir süre denklem dışı kalacağı kesin. Küresel Şeytanlar Sarı Kafalı Abi ile uğraşırken ister istemez bizim üzerimizdeki yoğun baskı biraz olsun hafifleyecek. Hele ki FETÖ yü bize iade ederse, PYD/YPG' ye de silah vermezse ciddi bir ivme kazanacağız. Rusya'nın İran mecburiyeti ortadan kalkacak ve tek güç olarak Türkiye'ye çok daha sıkı sarılacaktır. Rusya'dan dost olur mu olmaz mı bilinmez amma devletler asla daimi düşman ya da dost olmazlar düstüründan hareketler yolumuza bakcağız. EL-BAB' kaydırılan ABD'nin ve bölgedeki diğer devletlere ait DAEŞ maskesi giydirilmiş silahlı unsurlarını teker teker bulup işini bitireceğiz. Zamanın ruhu bizden yana, Allah'ın Sünnetullah'ı çalışıyor. Yalana, dolana, Firavun sihirbazlarının madrabazlıklarına bulaşmadan DOĞRU, HUKUKA BAĞLI kaldıkça İllimunati gelip önümüzde diz çökecek, Gulyabaniyi de yanına alarak. "Musa'nın Rabbine İman ettik !" diyecekler.

Allah'ın yolu üzre olanlar, adalet ve merhametle menzile koşanlar asla yanlız değildir ve hüsrana uğramazlar. Allah bu değerleri gözeten, mazluma arka çıkanların dostudur, zalimin burnunu sürtmek için de güç ve kuvvet verendir...
 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?