Rubikübik Kur'an

- Bana bir emrin var mı baba ?
"var ama sana verip zayi etmek istemem" diyordu ya hani bir filimde, bizim de yeni bir peygamber beklentimiz, bin dört yüz yıldır gelmeyişi ile cevap buluyor aslında. Anlamak istemiyoruz o başka.

- Rabbimiz, Bize niçin yeni bir peygamber göndermiyorsun ?
"gönderirdim ama bir peygamber daha gönderip zayi etmek istemem"

İnsanoğlu tarihsel süreçte kendisine emanet edilen vahye ne kadar sahip çıktı ki yeni ve son model bir emre sıkı sıkıya sarılsın ve onu hayatın tam merkezine koysun !

Bizim tarihsel süreçte akıbetimiz daha çok vahyi tahrif ve rayından çıkarmak olmadı mı ! Fatiha da özetle "sapmışların ve gazaba uğramışların" akıbeti kendi yapıp ettikleri ve YOL dan çıktıkları için elde edilmiş bir sonuç sapmışlığı değil mi ki !

Biraz Kitaptan konuşalım, Kur'andan.

Elimizde tastamam duruyor. Harfinin değişmediğinde şüphe yok. Sorunumuz onun araçsal yönünden ziyade amaçsal yönü üzerinde kafa yormak. Yani Mekke ve Medine'nin sosyal sorunları için inmiş bir vahyin araçsal yönünü amaca dönüştürmek. Ortada akan kanı durdurma amacına değil de kendisine odaklanıp davasını ıskalamak. Böylece sorunları çözmesi gereken vahyin araçlığını bir kenara bırakmak ve onu bir kritik malzemesi haline getirmek. Kur'anın sözlü kültürde inmiş halini yazılı hale getirince araçsal faydasını bir kenara bırakıp yazılı kültürde üzerinde sürekli kritik edilen bir amaca dönüştürmek. Etrafımıza baktığımızda herkes bu Kitabı daha iyi anlamak için uğraşıyor ancak bu kitabın sözlü kültüre indirilmiş olmasını hep gözardı ediyor.

Sözlü kültüre inmiş bir kitabın özelliği ne ki !

Şöyle;

Dikkatinizi çekmiştir Kur'an Sureleri arasında indiriliş zaman farkı vardır. İniş sırasına göre sure tertibi konusunda da ittilaf var. Yani iniş sırasına göre dizilmiş bir Kur'an "Kime göre dizilmiş, Kur'an?, Hangi Meal'ciye göre?" sorusuyla karşılaşır. Kimine göre ilk inen sure Alak, kimine göre Kalem, kimine göre Fatiha. İster mushaf sırası olsun ister iniş sırası olsun farketmez arka arkaya gelen Sureler arasında iniş süresi bakımından zaman farkı söz konusudur. Ancak biz kitabı elimize alıp okumaya başladığımızda sayfaları çevirdiğimizde o zaman farkına muhatap olmadan okuruz kitabı. Hatta surelerde anlatılan olay ve konuların psikolojik arka planında bulunmadan evimizde masa başında. Bir sure içinde iki ayet arasında bile bu durum söz konusu. Kendi dönemi içinde hitap muhatap bağlamında bu makul ve anlaşılabilir bir şeydir. Hatta elimizde ki mushafta tekrarlar bize "vardır bir hikmeti" bağlamında yorumlansa da, sözlü kültürde hikmeti çok daha anlamlıdır. Zira sözlü kültürde asla tekrar yoktur. Çünkü her iki terkrar arasında zaman, olay, durum farkı gibi nedenle söylenen söz "tekrar" babında değil "hatırlatma" babındadır. Yapılan Kur'an kritiklerinde dönemin şartları, dönemin kültürü, Kur'anın değindiği diğer toplumların kültürel farkllıkları, diğer toplumlardan örnek verilen peygamberlerin kendi dönem ve şartlarındaki mücadele detayları gibi konular da bir kenara bırakılınca Kur'an anlaşılmaktan ziyade anlaşılmakta zorlanan bir kitaptır...

Bunun nedeni çok basittir. Kur'an bir dönemin sosyolojik özetidir. Tıpkı bir rubik küpün bozuk hali gibi. Bu durum Kur'an ın tutarsız ve faydasız bir araç olduğunu göstermez aksine onun araç yönü bir kenara bırakılıp bu bozuk kombinasyon durumunu anlamaya çalışmak amaçsallaştığı için vahyin rehberliği bize hizmet etmiyor ! Bu durum asla göz ardı edilmemeli bu nedenle onun bir amaç haline gelen nihai halinden ziyade araçsallık yönüne odaklanılmalıdır. Kısacası Muhammed a.s'ın davasında gözü olmayanın Kur'an da şifre araması, matematiksel tutarlılık ya da tutarsızlıklar bulması, kozmolojiye kozmogoniye, aforizmaya, paradigmaya dalması beyhude bir iştir. Bu durum Vahyin amacını Kitaba indirgeyip araçsal niteliğini ortadan kaldırır. alttan gir üstten çık, ötesini berisini çekiştir ne buldun Kur'an da ?

Konunun geri kalanı üçüncü kitabın içinde yer alacak burada uzamasın...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?