Kendimize gelemedik ki sana gelelim Ey Allah'ım !

Allah'ın varlığı "İnsanın kendisini tasdik etmesi zorunluluğu"na dayanmaz. Yani bütün dünya onun Biricik olduğunu haykırsa da bütün dünya müşrik, kafir olsa da Allah, Allahtır.

Kur'anı Kerim de bazı ayetlerde şu ibareleri görürsünüz, kendilerine peygamber gönderilen toplumlara elçiler seslendiğinde
"Allah'ın size verdiği nimetleri anın, nankörlük etmeyin" ve
Yalnızca Allah'a kulluk edin"

Sorun ne abim ?
Sorun ne ablam ?

Allah kainata söz geçirdi de insana, insanlığa mı söz geçiremiyor, illa da bana kulluk edin derdin de mi !

Hayır...

Peygamber gönderilen tüm toplumlar dikkat ederseniz
"elebaşlarına, resilerine, çetelerine" gönderiliyor Allah'ın elçileri. Sorun tamamen Sosylojik ve Ahlaki. Yeryüzü kaynaklarını öylesine kendilerine yığıyorlar, biriktiriyorlar ve çalıyorlar ki herkese yetecekten her şey, Herkesin karnını douyracakken ekmek ve su, kimseye yetmez oluyor. Üstelik bu işi yapanlar bir süre sonra bu yaptıkları şeyler yüzünden öylesine kibre kapılıyorlar ki "Allah yoktur ! " demiyorlar ama "Allah var mış" gibi de yaşamıyorlar. Üzerinde yükseldikleri uygarlık insanların kanları, kemikleri üzerinde yükseliyor, zulüm yeryüzünü kasıp kavuruyor.

Hay canımın sahibi Rabbim, ömrüm, canım yoluna kurban Rabbim. Öylesine büyük bir davayı bizim için kendisinin önüne geçiriyor ki insanın aklı almıyor. Allah'ın nimetlerine nankörlük etmeyin derken "Kardeşlerinize de vermiştim, haksızlık yapmayın" diyor. Yalnızca Allah'a kul olun derken de kendisine egoistçe taptırmak istediği için değil aramızda bir eşitlik sağlamak istediği için böyle diyor. Çünkü Nimetler Allah'ın ve yalnızca onun dağıttığı gibi dağıtılan nimetler yeryüzünde herkese yetiyor(du). Hepimiz yalnızca O'nun kullu olduğumuz da eşit oluyorduk. Başka sahte tanrılar aramızdaki eşitliği bozuyordu...

Hepimizin, görmediğimiz, duymadığımız, koklayamadığımız bir İlaha, rabbe kulluk ediyor ediyor oluşumuz bizi EŞİTLER. Allah'ın bizim ne kulluğumuza ne kılacağımız iki rekat namaza, ne tutacağımız oruca, ne de gidip etrafında yedi kez döndüğümüzde hacı oluşumuza ihtiyacı yok. (Bu ibadetlere bizim ihtiyacımız var, O'nun değil, Namaz yok hac yok, oruç yok demek istemiyorum !)
O Muhteşemdir. Onun insan aklı ve zihnine indirgenemiyor oluşu da bizzat zaten onun Muhteşem oluşundadır.
İşte biz bunu bir türlü anlayamadık.

Bir kısmımız işi gücü bıraktı tüm tarih boyunca O'nu aradı, O'nu tanımlamaya çalıştı. Tasavvuf İÇİMİZDE Kİ HER ŞEY DİR dedi, Felsefe de DIŞIMIZDA Kİ HER ŞEY. Kısacası içler dışlar çarpımı geyik muhabbeti. Allah'ın yeryüzünde biz garibanların, ezilmişlerin, dibe vurmuşların kavgasını bu geyik muhabbeti hep gölgeledi.

Bir kısmımız yeryüzünde çaldı, yığdı, biriktirdi ve insan emeğini sömürdü, tanrılaştı. Bu düzen sürsün diye Atalarından birikip gelen kültüre attı topu. "Biz babalarımızdan böyle gördük" deyip sanki Din, İman, Allah, Kitap derdindeymiş gibi göründüler.

Nerden baksan ahmakça, nerden baksan tutarsızlık işte.
Üç gün kaldılar yiyip içip ve sonra çekip gittiler bu dünyadan.
Geride bak izleri duruyor mu !

Kur'an, Sosyolojik ve Ahlaki Değerler çerçevesinde inmiş bir kitaptır. Bu kitabı eğer bu çerçevede okumazsanız, Allah'ın insanlara "BANA GELİN" dediğini anlarsınız, anlamaya çalışırsınız ya da bunu demeye zorlarsınız ayetleri. Oysa Allah, tekrar tekrar hep aynı şeyi söyler durur birbirinize zulmetmeyin özelinde; KENDİNİZE GELİN !

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?