Yorum-la-ma Artık !

- Şimdi abi bak sen Muhammed aleyhisselamsın
-Töbe töbee olur mu öyle şey
- abi dur, söztemsil
- bende velid bin muğireyim
- hah bak o olur
- ama abi bak asıl şimdi ayıb oluyo, aa !
- şaka be ya şakaa, Ee ?
- Şimdi sen geldin ve şehadet parmağını havaya kaldırdın ve
- Ya Eyyuhennassss, Ya eyyuhellezine amenü dedin ve durdun, sonra örneğin Asr Suresini okudun. Ya da her hangi bir Sure'nin bir pasajını yada başka bir surenin tek bir ayetini. Ben de sana sordum
- Ey Muhammed bu sözlerin bize mi biz n'aptık ki ?
- Sen de dedin ki şundan, şundan ötürü, geçenlerde şunu demiştiniz ya, bunu demiştiniz ya, şunu yapmıştınız ya.
- Ee sonra, başka ?
- Sonrası yok. Ey İnsanlar Vahiy bu kadar başka bi şey demedi, gelmedi !

Yani burada canlandırmaya çalıştığım şeyi biz yüzlerce yıldır ıskalamışız. Ayetlerin içinde bulunduğu koşullara göre, şartlara göre, sürece göre tedricen, peyderpey inişi çoğu zaman DİLLLENDİRİLİR ama ayetler YORUMLANIRKEN ıskalanır.

Bu sonradan iki kapak arasında toplanmış Kur'anın YORUMU belki de başımıza en çok bela açan konu. Çünkü herkes ama herkes bu kitaptan yorum çıkarabiliyor. İslami Geleneğimiz de bu YORUM ekseni şu üç ekolle günümüze gelmiştir.

Sufi Gelenek : Tasavvuf. Bu ekolün tüm yorumları aslında şuna dayanır; "İçime öyle doğdu !"
Buna bir örnek verelim; Muhyiddin'i İbn-i Arabi, Bakara Suresinin başındaki ummün, bukmun, sümyun ayetinde geçen "görmezler, duymazlar, dilsizdirler" kişileri "Allah'ın Velileridir" der. Oysa ayet'in bağlamı ve hitabı KAFİRLERE dir !...

Kelami Gelenek: Felsefe. Bu ekolün tüm yorumları da genelde şu çerçevededir. "Aklıma bir fikir (düşünce) geldi !"
Örneğin; iman, küfür, büyük günah, mümin, fasık, kader ve siyasi liderlikle ilgili problemler, tartışmalar, tartışmalar, tartışmalar...

Fakihi Gelenek: Mantıkçılık, Bu ekolün tüm yorumları yukarıda sayılan süreç-bağlam,ortam etmenlerinden bağımsız tüm ayetleri evir çevir alt ata koy ve "Canım öyle istedi ! " de çık işin içinden.
geç örneği mesele uzamasın...
"Görmüyor musunuz her gün biraz daha etrafınızdan eksiltiyoruz!" ayetini Bak ! görüyor musun Kur'an da dünyanın etrafının basık ve yuvarlak olduğu yazıyor Canım böyle anlamak istedi" yorumları. Ya da dün ayetin "Alak" dediğine bu gün kastının "zigot" demek istediği yorumları, falan filan....

Şimdi soru şu;
Vahiy niçin sözlü olarak bir beşerin ağzından dökülen sözler olarak ulaştırılırken "Alın beni bir kenara yazın, kitap yapın, yarın öbür gün lazım olunca açar okursunuz, bol bol da yorumlarsınız" demedi ?

Diğer bir soru da şu;
Vahyin döne döne etrafında dolaştığı asıl sorunlar ve çözmek istediği kadim problemler neydi ?



Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?