Bir ASA yap Kendine !
Ve Musa'ya dedik ki ASANI AT.
Oo bir de ne görsünler!
emek ve alınteri, onbinlik köleler ve paryalardan oluşan büyük bir Ejderha,
tüm algı operasyonları ve pis yalanlarla kıvrılan yılanları bir bir yutuyor...
...Ve bunun üzerine Sihirbazlar dediler ki;
Musa'nın getirdiği YÜCE DEĞERLERE ARTIK BOYNUMUZ KILDAN İNCE. Taşerona hakkını tam vermek lazım, emeği sömürmemek lazım, işçinin ve çalışanın hakkını tam vermek lazım, halkın gözünü boyamamak lazım, bu gün ak dediğimize yarın kara dememek lazım, yalanlar, kumpaslar, hileler peşinde koşarak halkı yanıltmamak lazım. Mazlumların üzerine basarak biriktirmemek ve insanlar üzerinde kibirli bir tahakküm kurmamak lazım.
Yoksa Allah bizim belamızı verecek, anladık bunu !
Nee ! diye haykırdı ve çıldırdı Firavun !
Daha düne kadar benim size yaptığım çıkmalar kursağınızda iken bana ihanet ha ! Bana karşı sendika kurarsınız ha !
Ben şimdi sizin sendikalarınızın, birlik ve beraberliğinizin arasına bir nifak sokayım da eliniz ayağınız birbirine bi dolaşsın, aç kalın da görün bakalım karnınızı kim doyuruyor, Musa mı Ben mi !
- Salın kurbağaları Nil'e onlara deyin ki "kim artık Firavunun yerleşik düzenine kafa tutarsa bundan sonra buğdayı, samanı ve iki lokma ekmeği rüyasında görür."
Ve bunun üzerine Musa da kurbağalarını Nil'e saldı. Onlara dedi ki "Tanrı size ekmek ve Özgürlük vadediyor !" Sahte Tanrılar sizi bu güne kadar karınlarınıza iki lokma vermekle kandırdı. Oysa lokmaların gerçek sahibi sizin özgür olmanızı da istiyor !"
Nil de kızılca kıyamet koptu, dışarından gelen çekirge mültecilerin sorunları bir yana, kurbağa sesleri bir yana kan gövdeyi götürdü. Nil kana bulandı. Musa ve Kardeşleri şehirde ikilik çıkardılar ve şehri ikiye böldüler. Koskoca Mısır adeta bir avuç baldırı çıplağa diz çöktü. Oysa diz çöktüren Allah'tı...
Sen şimdi bu olayı "Kızıldeniz'e Musa asayı bi vurdu ikiye yardı karşıya geçti" diye okuyorsun hemi, oku sorun değil yeter ki Musa'nın ne yaptığını, Firavunun ne yaptığını ve yaşanan mücadelenin içeriğini unutma. Yoksa ASA, Deniz Yarılması, Firavun boğuldu boğulmadı gibi ya da efsane ve masallarla Allah'ın gündemi dışında kalırsın.
Unutma !
Kur'an da anlatılan Kıssa'nın anlatım Nedeni : Ezilen bir halka Allah'ın yardımının ulaşması, Musa ve Harun'un örnek mücadelesi.
Olayın Sonucu: Mazlumların kurtarılması ve Zalimlerin burnunun yere sürtülmesi. Çaba ve Gayretin karşılığında Allah'ın İsrailoğullarına bahşettiği zaferi.
Olayın oluş Şekli ise TASVİRDEN İBARET: (Bakara 6 da Size bir sivrisinek dahi örnek versem sineğe değil anlatmak istediğime odaklan demişti ! Yine Al'i İmran Suresi 7 de Bu kitabın içinde MÜTEŞABİHAT tapacağım yani TEŞBİH yapacağım demişti ! Bunları anlatırken de asıl amacının Peygamber moral ve motivasyon sağlamak düşmanlarına da gözdağı vermek olduğunu anlıyoruz Yusuf 111)
Oo bir de ne görsünler!
emek ve alınteri, onbinlik köleler ve paryalardan oluşan büyük bir Ejderha,
tüm algı operasyonları ve pis yalanlarla kıvrılan yılanları bir bir yutuyor...
...Ve bunun üzerine Sihirbazlar dediler ki;
Musa'nın getirdiği YÜCE DEĞERLERE ARTIK BOYNUMUZ KILDAN İNCE. Taşerona hakkını tam vermek lazım, emeği sömürmemek lazım, işçinin ve çalışanın hakkını tam vermek lazım, halkın gözünü boyamamak lazım, bu gün ak dediğimize yarın kara dememek lazım, yalanlar, kumpaslar, hileler peşinde koşarak halkı yanıltmamak lazım. Mazlumların üzerine basarak biriktirmemek ve insanlar üzerinde kibirli bir tahakküm kurmamak lazım.
Yoksa Allah bizim belamızı verecek, anladık bunu !
Nee ! diye haykırdı ve çıldırdı Firavun !
Daha düne kadar benim size yaptığım çıkmalar kursağınızda iken bana ihanet ha ! Bana karşı sendika kurarsınız ha !
Ben şimdi sizin sendikalarınızın, birlik ve beraberliğinizin arasına bir nifak sokayım da eliniz ayağınız birbirine bi dolaşsın, aç kalın da görün bakalım karnınızı kim doyuruyor, Musa mı Ben mi !
- Salın kurbağaları Nil'e onlara deyin ki "kim artık Firavunun yerleşik düzenine kafa tutarsa bundan sonra buğdayı, samanı ve iki lokma ekmeği rüyasında görür."
Ve bunun üzerine Musa da kurbağalarını Nil'e saldı. Onlara dedi ki "Tanrı size ekmek ve Özgürlük vadediyor !" Sahte Tanrılar sizi bu güne kadar karınlarınıza iki lokma vermekle kandırdı. Oysa lokmaların gerçek sahibi sizin özgür olmanızı da istiyor !"
Nil de kızılca kıyamet koptu, dışarından gelen çekirge mültecilerin sorunları bir yana, kurbağa sesleri bir yana kan gövdeyi götürdü. Nil kana bulandı. Musa ve Kardeşleri şehirde ikilik çıkardılar ve şehri ikiye böldüler. Koskoca Mısır adeta bir avuç baldırı çıplağa diz çöktü. Oysa diz çöktüren Allah'tı...
Sen şimdi bu olayı "Kızıldeniz'e Musa asayı bi vurdu ikiye yardı karşıya geçti" diye okuyorsun hemi, oku sorun değil yeter ki Musa'nın ne yaptığını, Firavunun ne yaptığını ve yaşanan mücadelenin içeriğini unutma. Yoksa ASA, Deniz Yarılması, Firavun boğuldu boğulmadı gibi ya da efsane ve masallarla Allah'ın gündemi dışında kalırsın.
Unutma !
Kur'an da anlatılan Kıssa'nın anlatım Nedeni : Ezilen bir halka Allah'ın yardımının ulaşması, Musa ve Harun'un örnek mücadelesi.
Olayın Sonucu: Mazlumların kurtarılması ve Zalimlerin burnunun yere sürtülmesi. Çaba ve Gayretin karşılığında Allah'ın İsrailoğullarına bahşettiği zaferi.
Olayın oluş Şekli ise TASVİRDEN İBARET: (Bakara 6 da Size bir sivrisinek dahi örnek versem sineğe değil anlatmak istediğime odaklan demişti ! Yine Al'i İmran Suresi 7 de Bu kitabın içinde MÜTEŞABİHAT tapacağım yani TEŞBİH yapacağım demişti ! Bunları anlatırken de asıl amacının Peygamber moral ve motivasyon sağlamak düşmanlarına da gözdağı vermek olduğunu anlıyoruz Yusuf 111)
Gündelik tartışmalarımız da aslında hep bu alanda çıkıyor. Olayın oluş şeklinin MUCİZE olup olmadığı. Eğer tasvirin kendisini GERÇEK miş gibi alırsan asıl bu MASAL olur. Zira Allah'ın Sünnetullahın'da asla bir değişilik olmaz ayetini okuyup dururken. O gün Musa'ya yardım eden Allah Uhud'da Muhammed'in dişinin kırılmasına razı mı geldi !
Ya da bu gün binlerce çoluk çocuk, kadın erkek Ortadoğu da ve Dünyanın diğer yerlerinde perişan durumda iken Bize niye yardım etmiyor !
Ya da bu gün binlerce çoluk çocuk, kadın erkek Ortadoğu da ve Dünyanın diğer yerlerinde perişan durumda iken Bize niye yardım etmiyor !
Cevabı basit: Çünkü Vahdeti Katlettik ve Musa'nın mücadelesini taklit edemiyoruz. Kısır çekişmeler, egolar, dandik dandik gündemler...
Allah, hiç bir mücadelede asla Sünnetullah'ının dışına çıkmaz. O'nun Sünnetullah'ında Zafer; GAYRET, ÇABA, EMEK ve GÜVEN varsa karşılığı vardır ve bu MUCİZE ile olmaz. Mucize İran kökenli boş bir inançtır ve "şapkadan tavşan çıkarma işidir." Kur'an bu beklenti ve cingözlüğü Peygamberlere "Eğer doğru sözlü isen bize vadettiğin o korkunç azabı getir" ya da "Allah bizimle neden konuşmaz, Melekler inseydi ya, Allah gökten sofra indirmedikçe, sen suyun üstünde yürümedikçe sana inanmayız" gibi topu taca atma eğilimleri olarak sürekli görüyoruz. Bunun günümüzdeki tam karşılığı Sihirbazlıktır yani göz boyama ve hile. Allah asla böyle bir yola başvurmaz. Tasviri Mucize olarak anlamak hatadır. Eğer Kıssa'nın anafikrinin önüne geçiyor, olayı irdelerken düşünce, fikir, bakış açısı, aforizma ya da paradigma ile tartıştıyorsa hele daha büyük bir hatadır. Düşünsene; Hem Peygamber, suyun üstünde koşarak gelecek ve sahilde oturan millete dönüp "Ey İnsanlar ! Artık çalmayın, haksızlık yapmayın, öldürmeyin" gibi yüce değerleri hatırlatsa akılda kalan onun getirdiği yüce değerler mi yoksa suyun üstünde yürüyebildiği mi kalır ? Kıssa'nın amacı NEDEN ve SONUÇ odaklı öğüt hatırlarma, müjde ve korkutmadır. Olayın oluş şeklinin hiç bir önemi yoktur. Çünkü olayın oluş şekli geçmişte kalmış ama NEDEN-SONUÇ ilişkisi kalıcıdır.
Peki abi Allah niye senin anlattığın gibi anlatmıyor ?
Abicim iki saat derste konuşunca Hocan, Tarih dersi anlatan adam hemen uykun geliyor demi. Sen bu gün sözlü kültürde değil yazılı kültürde yaşıyorsun. Sözlü kültürde ancak olağanüstü ve büyük olaylar geleceğe aktarılır. Aynı zamanda sözlü kültürde çok uzun sürelere yayılmış olayları semboller ve mecaz olmadan aktarırsan hiç bir derdini anlatamazsın. Biz bu dilden anlayan bir varlığız ve Allah bizim anladığımız dilden konuşuyor mesele bu kadar basit. Bundan beş yüz yıl sonra "15 Temmuz Ruhu" için bizden sonra gelen kuşaklar 2016 yılında 15 tane ruh ülkeye gelmiş ve bu ülkeyi kurtarmış şeklinde ya konuşacaklar ya da tartışacaklar. Kimisi onların sayısının 15 değil 80 milyon olduğunu kimisi ruh değil insan olduğunu filan tartışacak...
Peki abi deniz yarılmadı mı ?
Eğer o gün deniz yarıldı ise bu bizim için bir şey ifade etmez çünkü biz bunu müşahade etmedik. Bize NEDEN VE SONUÇ odaklı Kıssa bilgi olarak geldi. Biz Kıssa'nın anafikrini alır geçeriz. Geçmişte yaşandığı söylenen bu TASVİR in bir mucize olup olmadığı bizim için sadece "bilgi"dir bizim için mucize bile değildir. Çünkü müşahade edemedik, görmedik, yaşamadık. Bize Allah'ın sözü, peygamberin mücadelesi anlatması gereken her şeyi anlatıyor zaten. İşimize bakalım !
Ne diyorduk haa;
Allah, hiç bir mücadelede asla Sünnetullah'ının dışına çıkmaz. O'nun Sünnetullah'ında Zafer; GAYRET, ÇABA, EMEK ve GÜVEN varsa karşılığı vardır ve bu MUCİZE ile olmaz. Mucize İran kökenli boş bir inançtır ve "şapkadan tavşan çıkarma işidir." Kur'an bu beklenti ve cingözlüğü Peygamberlere "Eğer doğru sözlü isen bize vadettiğin o korkunç azabı getir" ya da "Allah bizimle neden konuşmaz, Melekler inseydi ya, Allah gökten sofra indirmedikçe, sen suyun üstünde yürümedikçe sana inanmayız" gibi topu taca atma eğilimleri olarak sürekli görüyoruz. Bunun günümüzdeki tam karşılığı Sihirbazlıktır yani göz boyama ve hile. Allah asla böyle bir yola başvurmaz. Tasviri Mucize olarak anlamak hatadır. Eğer Kıssa'nın anafikrinin önüne geçiyor, olayı irdelerken düşünce, fikir, bakış açısı, aforizma ya da paradigma ile tartıştıyorsa hele daha büyük bir hatadır. Düşünsene; Hem Peygamber, suyun üstünde koşarak gelecek ve sahilde oturan millete dönüp "Ey İnsanlar ! Artık çalmayın, haksızlık yapmayın, öldürmeyin" gibi yüce değerleri hatırlatsa akılda kalan onun getirdiği yüce değerler mi yoksa suyun üstünde yürüyebildiği mi kalır ? Kıssa'nın amacı NEDEN ve SONUÇ odaklı öğüt hatırlarma, müjde ve korkutmadır. Olayın oluş şeklinin hiç bir önemi yoktur. Çünkü olayın oluş şekli geçmişte kalmış ama NEDEN-SONUÇ ilişkisi kalıcıdır.
Peki abi Allah niye senin anlattığın gibi anlatmıyor ?
Abicim iki saat derste konuşunca Hocan, Tarih dersi anlatan adam hemen uykun geliyor demi. Sen bu gün sözlü kültürde değil yazılı kültürde yaşıyorsun. Sözlü kültürde ancak olağanüstü ve büyük olaylar geleceğe aktarılır. Aynı zamanda sözlü kültürde çok uzun sürelere yayılmış olayları semboller ve mecaz olmadan aktarırsan hiç bir derdini anlatamazsın. Biz bu dilden anlayan bir varlığız ve Allah bizim anladığımız dilden konuşuyor mesele bu kadar basit. Bundan beş yüz yıl sonra "15 Temmuz Ruhu" için bizden sonra gelen kuşaklar 2016 yılında 15 tane ruh ülkeye gelmiş ve bu ülkeyi kurtarmış şeklinde ya konuşacaklar ya da tartışacaklar. Kimisi onların sayısının 15 değil 80 milyon olduğunu kimisi ruh değil insan olduğunu filan tartışacak...
Peki abi deniz yarılmadı mı ?
Eğer o gün deniz yarıldı ise bu bizim için bir şey ifade etmez çünkü biz bunu müşahade etmedik. Bize NEDEN VE SONUÇ odaklı Kıssa bilgi olarak geldi. Biz Kıssa'nın anafikrini alır geçeriz. Geçmişte yaşandığı söylenen bu TASVİR in bir mucize olup olmadığı bizim için sadece "bilgi"dir bizim için mucize bile değildir. Çünkü müşahade edemedik, görmedik, yaşamadık. Bize Allah'ın sözü, peygamberin mücadelesi anlatması gereken her şeyi anlatıyor zaten. İşimize bakalım !
Ne diyorduk haa;
işçiler, emekçiler, köleler, emek değer ilişkisi, mazlumlar, açlar, çıplaklar, haklının hakkı, zalimin burnu...