Mehdi Gelmiş !
Zerdüştilik’te Saoşyant,
Budizm’de Metteyya,
Hinduizm’de Kalki,
Eski Amerika Dinleri’nde Quetzalcoatl,
Şintoizm’de Mirozo,
Konfüçyanizm’de Milafo,
Sabiilik’te Praşai Siva adıyla bir kurtarıcının geleceği umut edilmekteydi. Yahudiler Harun soyundan gelecek birini beklediler. Hıristiyanlar İsa'nın kozmik kıyametten önce tekrar geleceğini. Onlar beklediler ve gelmedi. Beklemeye devam da ediyorlar. İslami geleneğimize bu kurtarıcının adı Mehdi olarak bize geçmiştir. Biz de bekliyoruz, ahir zamanda Allah tarafından gönderileceğine ve Müslüman bir dünya imparatorluğu kuracağına inanılan bir şahıs, bir hükümdar. Son tahlilde Hıristiyan dogmasını bire bir kopyalamışız, bekliyoruz...
Mesih/Mehdi beklentisi tarihsel süreçte tüm toplumların umut besledikleri KAHRAMAN FENOMENİ beklentisidir. İçimizden birisi Tanrısal özel ilişkileri ile imtiyazlara sahip olarak gelecek ve bizi kurtaracak ! İlk başlanca, o ilk temiz, saf ve duru hayata geri döndürecek, adaleti sağlayacak ve bizi kurtaracak.
Kimden ?
Birbirimizin birbirimize ettiği zulümden Bizi !
İyi de seni ve beni velhasılı hepimizi bir domates ve salatalıktan farklı olarak yaratan Allah, kişisel ve bireysel imtihanımızın imkansız olasılıklarını niye kendisine bağlasın ? O zaman bu bir imtihan olur mu ?
Size Allah mı dedi, sınırlar çizip birbirinizi yerlerinizden ve yurtlarınızdan sürün !
Soylara, Boylara, Hanlara, Hanlıklara, Krallık, İmparatorluk, Şahlık, Padişahlıklara bölünün ve birbirinizi boğazlayın...
Size Allah mı dedi !
Halkı ideolojilere bölüp kendi kişisel tekelinize alıp parçalara bölün, kimini Kapitalis, kimini Sosyalist, kimini Liberal yapıp emek ve alın terini sömürün !
Size Allah mı dedi !
Yeryüzü kaynakları her birimize bol bol yetecekken verdiği nimetleri yığmayı, doymayıp yağma yapmayı !
Size Allah mı dedi !
Birbirinize Yahudi, Hıristiyan, Sabii ve Mecusi isimleri takıp farklı farklı dinlere bölünün, sonra kendi içinizde fırka, mezhep ve tarikatlara bölünün,
her bir tarikat, her bir mezhep ve ya ekol kendi cennetine kendi canının istediğini alsın da cennetin anahtarını cebine koysun !
Budizm’de Metteyya,
Hinduizm’de Kalki,
Eski Amerika Dinleri’nde Quetzalcoatl,
Şintoizm’de Mirozo,
Konfüçyanizm’de Milafo,
Sabiilik’te Praşai Siva adıyla bir kurtarıcının geleceği umut edilmekteydi. Yahudiler Harun soyundan gelecek birini beklediler. Hıristiyanlar İsa'nın kozmik kıyametten önce tekrar geleceğini. Onlar beklediler ve gelmedi. Beklemeye devam da ediyorlar. İslami geleneğimize bu kurtarıcının adı Mehdi olarak bize geçmiştir. Biz de bekliyoruz, ahir zamanda Allah tarafından gönderileceğine ve Müslüman bir dünya imparatorluğu kuracağına inanılan bir şahıs, bir hükümdar. Son tahlilde Hıristiyan dogmasını bire bir kopyalamışız, bekliyoruz...
Mesih/Mehdi beklentisi tarihsel süreçte tüm toplumların umut besledikleri KAHRAMAN FENOMENİ beklentisidir. İçimizden birisi Tanrısal özel ilişkileri ile imtiyazlara sahip olarak gelecek ve bizi kurtaracak ! İlk başlanca, o ilk temiz, saf ve duru hayata geri döndürecek, adaleti sağlayacak ve bizi kurtaracak.
Kimden ?
Birbirimizin birbirimize ettiği zulümden Bizi !
İyi de seni ve beni velhasılı hepimizi bir domates ve salatalıktan farklı olarak yaratan Allah, kişisel ve bireysel imtihanımızın imkansız olasılıklarını niye kendisine bağlasın ? O zaman bu bir imtihan olur mu ?
Size Allah mı dedi, sınırlar çizip birbirinizi yerlerinizden ve yurtlarınızdan sürün !
Soylara, Boylara, Hanlara, Hanlıklara, Krallık, İmparatorluk, Şahlık, Padişahlıklara bölünün ve birbirinizi boğazlayın...
Size Allah mı dedi !
Halkı ideolojilere bölüp kendi kişisel tekelinize alıp parçalara bölün, kimini Kapitalis, kimini Sosyalist, kimini Liberal yapıp emek ve alın terini sömürün !
Size Allah mı dedi !
Yeryüzü kaynakları her birimize bol bol yetecekken verdiği nimetleri yığmayı, doymayıp yağma yapmayı !
Size Allah mı dedi !
Birbirinize Yahudi, Hıristiyan, Sabii ve Mecusi isimleri takıp farklı farklı dinlere bölünün, sonra kendi içinizde fırka, mezhep ve tarikatlara bölünün,
her bir tarikat, her bir mezhep ve ya ekol kendi cennetine kendi canının istediğini alsın da cennetin anahtarını cebine koysun !
Size Allah mı dedi !
Sünni olun Şii olun sonra da gidip birbirinizin camilerini bombalayın...
Bizim bize ettiğimizin adını niçin Mesih koyduk, Mehdi koyduk !
Hakettiğimiz kadar hakettiğimizi alarak yarınlardan umudumuzu kim çaldı da boş bir hayalin karanlığında binlerce yıldır tembel tembel uyutuyor Bizi !
Her gün yüzlerce ölen çocuklar, ırzlarına geçilen kadınların günahı ve vebali Allah'ın mı ! O bir Kahraman göndermeyerek bu olup bitenlere göz yumuyor !
Bizim bize ettiğimizin faturasını niçin Allah'a kestik !
İyi de Kim dedi, Kim dedi, kim, kim !
"Tanrı birini gönderecek !"
Peki Sen ne güne duruyorsun !
Mesih gelip de ne yapacak ?
Mehdi gelip ne yapacak ?
Peygamber gelip ne yapacak ?
Bizim bize ettiğimizin adını niçin Mesih koyduk, Mehdi koyduk !
Hakettiğimiz kadar hakettiğimizi alarak yarınlardan umudumuzu kim çaldı da boş bir hayalin karanlığında binlerce yıldır tembel tembel uyutuyor Bizi !
Her gün yüzlerce ölen çocuklar, ırzlarına geçilen kadınların günahı ve vebali Allah'ın mı ! O bir Kahraman göndermeyerek bu olup bitenlere göz yumuyor !
Bizim bize ettiğimizin faturasını niçin Allah'a kestik !
İyi de Kim dedi, Kim dedi, kim, kim !
"Tanrı birini gönderecek !"
Peki Sen ne güne duruyorsun !
Mesih gelip de ne yapacak ?
Mehdi gelip ne yapacak ?
Peygamber gelip ne yapacak ?
daha çoook beklersin...
Sorumlu hissederek kendini, Adaleti ve Merhameti bir gök gibi bulut gibi, hava gibi, su gibi tüm yeryüzüne yayabiliyorsan, dibe vurmuşun elinden tutabiliyorsan, mazluma arka çıkıp zalimin de burnunu yere sürtebiliyorsan Mesih de Sen'sin, Mehdi de Sensin, Peygamber de Sensin. Yeryüzünde mazlumların, gariplerin, dibe vurmuşların elinden ancak SEN tutup kaldırırsan Allah da kaldırmış olacak. Allah versin diye dua edersen olmaz, sen verirsen Allah da vermiş olacak. Ne bekliyorsun gökten kendisi ya da birini göndermesini mi ? gelmişlerdi ya hani. Nuh du, Hud du, Salih di adları.
İbrahim, Yakub, Musa, İsa ve iki gözüm Muhammed. Hani çok kıymetini bilmiştik ya !
Allah'ın aradığı Kahraman Sensin, SEN !
Bekleme birini boşuna, harekete geç...
Sorumlu hissederek kendini, Adaleti ve Merhameti bir gök gibi bulut gibi, hava gibi, su gibi tüm yeryüzüne yayabiliyorsan, dibe vurmuşun elinden tutabiliyorsan, mazluma arka çıkıp zalimin de burnunu yere sürtebiliyorsan Mesih de Sen'sin, Mehdi de Sensin, Peygamber de Sensin. Yeryüzünde mazlumların, gariplerin, dibe vurmuşların elinden ancak SEN tutup kaldırırsan Allah da kaldırmış olacak. Allah versin diye dua edersen olmaz, sen verirsen Allah da vermiş olacak. Ne bekliyorsun gökten kendisi ya da birini göndermesini mi ? gelmişlerdi ya hani. Nuh du, Hud du, Salih di adları.
İbrahim, Yakub, Musa, İsa ve iki gözüm Muhammed. Hani çok kıymetini bilmiştik ya !
Allah'ın aradığı Kahraman Sensin, SEN !
Bekleme birini boşuna, harekete geç...
