Allah'ın İki Kitabı
Gözümüzü açtığımızda gördüğümüz her şey ama her şey Allah'ın Kainat Kitabıdır. Allah'ın Kainat Kitabı bilimsel gelişmeyi, ilerlemeyi, gözlemi, deneyi, araştırmayı emreder ve bunda insanlar için rahmet vardır. Bu rahmet insanlık için muhteşem bir örnek ve rehberliktir...
Allah'ın bir de Ahlak ve Vicdan kitabı vardır ki dönem dönem İnsanlığa genel geçer unuttuklarını hatırlatan, onları akla, ahlaka, vicdana davet eden. Kur'an buna Vahiy der. Son örneği bize ulaşan ise matbu olarak okuduğumuz Kur'an işte bu Vahiy. Bu kitap ise tüm olguları araç olarak kullanan insanın hangi ahlaki ilkeler doğrultusunda hareket edeceği bir rehberdir...
Bu iki kitabın arasını açmak doğrudan ya da dolaylı olarak Allah'a düşmanlığa varan bir sonuca götürür İnsanlığı... Kainatta uyumu bozan şey insanın iradesi ile bu uyuma dahil olup olmadığıdır. Yoksa kainatta her şey kitabına uygun davranır.
İnsan dışında !
Bir örnek vermek gerekirse; Batı, bu iki kitabın arasını açtı. Ondan önceki Ümmetler de açmıştı. Protestan akıl, Kilise Ruhbanlığına savaş açacağına gitti "Tanrı'ya diklendi." Ahlak kitabını hiç dikkate almadı ve alabildiğince ilerledi, alabildiğince gelişti. Vahye hiç kulak asmadı. Şimdi üzerimize ahlaksızca son model silahlarla geliyor.
Aynı Batı'nın Ruhban Sınıfı, hem Allah'ın Ahlak ve Vicdan kitabını tahrif ile aynı zamanda Allah'ın Kainat Kitabıyla arasını açması da bu yapılanlara kendi içlerinde ki VİCDAN ölçüsünde direnişi kırdı. Varsa da çok cılız kaldı. Batılı ortalama bir dindar için Din artık Tanrının varlığına inanmak ya da inanmamaktan (Religion) ibaret. Batılı için ya sonuna kadar metafizik ya sonuna kadar materyalizm. İkisinin arasında ki bağ koptu, uyum koptu...
Bizim akıbetimiz daha feci !
Biz ne Kainat Kitabını okuyabildik ne Ahlak Kitabını...
elimizde gücümüz olmadan Adalet sağlamak bir intihar, Salt güç ise adalet dağıtmaz ise zorbalık. İslam ümmeti Ahlaki gelişim ve dönüşümünü GÜÇ merkezli tamamlamak zorunda. Elde edilen ya da üretilen tüm araçların ahlaki kullanımı bize Allah'ın Nusretini getirecektir. İkisi arasında denge merkezinin bozulması ise hüsran. Artık coğrafyalarımızda uzun zamandır çocuklar, gökyüzüne, pamuk gibi bulutları, rengarenk gökkuşağını ya da pırıl pırıl parlayan güneşi izlemek için bakmıyorlar, bombaların nereden geleceğini izleyerek korkuyla bakıyorlar. Bizim öncelikle bu çocuklara ve tüm dünya çocuklarına onların hakları olan masmavi bir gökyüzünü geri getirmemiz gerekiyor. Bunun tek yolu da iki kitaplı bir akla ve bilince ulaşmaktan geçiyor. Allah'ın Kainat Kitabı ve Vahiy. Bu iki rehberliğe teslim olan Allah'a teslim olur ve asla hüsrana uğramaz.
Allah'ın bir de Ahlak ve Vicdan kitabı vardır ki dönem dönem İnsanlığa genel geçer unuttuklarını hatırlatan, onları akla, ahlaka, vicdana davet eden. Kur'an buna Vahiy der. Son örneği bize ulaşan ise matbu olarak okuduğumuz Kur'an işte bu Vahiy. Bu kitap ise tüm olguları araç olarak kullanan insanın hangi ahlaki ilkeler doğrultusunda hareket edeceği bir rehberdir...
Bu iki kitabın arasını açmak doğrudan ya da dolaylı olarak Allah'a düşmanlığa varan bir sonuca götürür İnsanlığı... Kainatta uyumu bozan şey insanın iradesi ile bu uyuma dahil olup olmadığıdır. Yoksa kainatta her şey kitabına uygun davranır.
İnsan dışında !
Bir örnek vermek gerekirse; Batı, bu iki kitabın arasını açtı. Ondan önceki Ümmetler de açmıştı. Protestan akıl, Kilise Ruhbanlığına savaş açacağına gitti "Tanrı'ya diklendi." Ahlak kitabını hiç dikkate almadı ve alabildiğince ilerledi, alabildiğince gelişti. Vahye hiç kulak asmadı. Şimdi üzerimize ahlaksızca son model silahlarla geliyor.
Aynı Batı'nın Ruhban Sınıfı, hem Allah'ın Ahlak ve Vicdan kitabını tahrif ile aynı zamanda Allah'ın Kainat Kitabıyla arasını açması da bu yapılanlara kendi içlerinde ki VİCDAN ölçüsünde direnişi kırdı. Varsa da çok cılız kaldı. Batılı ortalama bir dindar için Din artık Tanrının varlığına inanmak ya da inanmamaktan (Religion) ibaret. Batılı için ya sonuna kadar metafizik ya sonuna kadar materyalizm. İkisinin arasında ki bağ koptu, uyum koptu...
Bizim akıbetimiz daha feci !
Biz ne Kainat Kitabını okuyabildik ne Ahlak Kitabını...
elimizde gücümüz olmadan Adalet sağlamak bir intihar, Salt güç ise adalet dağıtmaz ise zorbalık. İslam ümmeti Ahlaki gelişim ve dönüşümünü GÜÇ merkezli tamamlamak zorunda. Elde edilen ya da üretilen tüm araçların ahlaki kullanımı bize Allah'ın Nusretini getirecektir. İkisi arasında denge merkezinin bozulması ise hüsran. Artık coğrafyalarımızda uzun zamandır çocuklar, gökyüzüne, pamuk gibi bulutları, rengarenk gökkuşağını ya da pırıl pırıl parlayan güneşi izlemek için bakmıyorlar, bombaların nereden geleceğini izleyerek korkuyla bakıyorlar. Bizim öncelikle bu çocuklara ve tüm dünya çocuklarına onların hakları olan masmavi bir gökyüzünü geri getirmemiz gerekiyor. Bunun tek yolu da iki kitaplı bir akla ve bilince ulaşmaktan geçiyor. Allah'ın Kainat Kitabı ve Vahiy. Bu iki rehberliğe teslim olan Allah'a teslim olur ve asla hüsrana uğramaz.
