"Kitapsız"lık Yapma !
Toplumları genel olarak kitaplı ya da kitapsız olarak tasnif etmek lazım. Din terminolojisinde bu önemli bir kriter. Dilimize deyim olarak geçen "KİTAPSIZ", "KİTAPSIZLIK YAPMA!" bu minvalde söylenen şeylerdir.
Vahiy gönderilmiş toplumların Kur'an da "Utül Kitab",
gönderilmemiş toplumların ise "Ümmül Kitab" olarak isimlendirildiklerini biliyoruz.Yani kitaptan ve ya kitabın ne dediğinden haberi olmayan toplumlar. Eğer bir toplum Ruhbanlar Sınıfı tarafından kitabın gerçek gündeminden uzaklaştırılmışsa o toplumda utül kitaptır ancak Allah bu topluma; "BİZ SİZİ KİTAPSIZ BIRAKMADIK AMA SİZ ATALARINIZDAN ALDIKLARINIZA DÖRT ELLE SARILDINIZ VE BUNA DA "ALLAH'IN DİNİ İŞTE YALNIZCA BU" YALANINI UYDURDUNUZ" der.
ve Ehli Kitab olarak isimlendirilenlerin de vahyin inciğini cinciğini kurcalamış, sağını solunu çekiştirmiş, Allah'ın gerçek gündemini sanal ve dandik gündemlere bulaştırıp vahyi tanınmaz hale getirdiklerini biliyoruz.
Kur'an toplumları değerlendirirken bu kritere çok dikkat eder. Vahiyden haberi olmayan ya da haber alma yolları kapatılmış toplumları ümmül kitab kapsamında değerlendirir ve onlara azab edilmeyeceğini söyler. Yani bir toplum HAK ve HAKİKATİ (Her şey kabak gibi ortaya çıktığında= şakkul kamer) ortada görünmedikçe o toplumu kafir ilan etmek, cennete ya da cehenneme gideceği üzerine yorumlar yapmak abestir.
Lütfen ama lütfen; abiler, bacılar, kardeşler !
Kur'an okumalarımızda kavramları, kavramların içinde geçtiği bağlamları, bağlamların oluştuğu süreçleri dikkate alarak okuyalım. Eğer bir yerde Ehli Kitap diyorsa orada bir kurnazlık, hinlik, cinlik, vahyi ağızda sakız, sokakta davasız bırakmış bir düşünce yapısı gelmeli hemen akla. Ehli kitap; kitapla sabah akşam haşır neşir olmuş ama kitabın ne yapmak istediğinden bi haber olmuş toplum demek. Ehli kitap kendisini mutlak doğru, kendisinden önce gelmiş tüm toplumların ise mutlak yoldan çıktığını bu bağlamda o toplumların içinde doğanlarında o toplum kapsamında utül kitab olduğu yanılgısına kapılarak "Yalnızca Müslümanlar" cennete gidecek diye büyük bir yanılgıya kapılırlar. bunun için de kendilerine garip garip amentüler geliştirirler. Örneğin Kelime-i Şehadet de Muhammed a.s'ın Allah'ın elçisi olup olmadığının dil ile ikrarının yapılıp yapılmadığı !
Bak etrafında sabahtan akşama kadar sokaklar Kelime-i Şehadetle inliyor ama ortada İslam var mı !
Bak Kabe ye Beş milyon hacımız var ama ortada İslam var mı !
Allah ağzımızdan çıkan kelimelerin ambalajlarına bakmaz, onların içinde ki muhteviyata bakar.
Bu nedenle sakın unutma ki Allah, reklam kokan hareketlerde hiç hoşlanmaz !
Şimdi sormak lazım;
Sabah akşam televizyonlarda kafa kesen, kol bacak kıran, kadınlara tecavüz eden, çoluk çocuk dinlemeden katleden gibi gösterilen bir Orta Doğu toplumu Müslüman olarak Norveç de, İsveç de, Kaliforniya da, Peru da, Alamanya da, İspanya da İneğe tapılan Hindistanda, Bardağında ruhu var deyip inandırılmış Şintois Japonya da gerçekten ne kadar HAK VE HAKİKAT in kendisidir ?
İslam'ın batıla bulanmamış hali nerede temsil ediliyor ?
Hiç bir yer de !
Tırnak içinde Müslümanlar olarak da biz ne kadar gerçekten ed-din-i el-İslam' ı temsil edebildik ?
İslam tarihimiz ortada ve onca mezhep, fırka yüzünden değil mi bugün bunca tepemize yağan bombalar.
Bırak artık sanal ve dandik gündemleri, kader meselesi, cennet cehennem meselesi, huriler gılmanlar meselesi, ruhlar, periler, cinler, nazarlar, büyüler, kim girecek kim girmeyecek meselesi. Kölelik, Cariyelik, Mirastan kadına kaç pay, teolojik, kelami kavgalar, kavgalar, kavgalar...
Allah'ın yeryüzünde bir muradı var;
O yeryüzünde insan ilişkilerinde adaletsizlik olmasın, hak ve hukuk olsun, kardeş kardeşe barış içinde yaşansın istiyor. Kendisi için mi !
Yoo bizim için.
Boşa çıkarma O'nun çabalarını, vahyini dandik ve sanal gündemlerine alet etme !
Büyük bir kavganın tarafıdır Allah, ezilenlerin, yolda kalmışların, yarından umudunu kesenlerin tarafında.
Çık bu gerçek dışı gündemlerden.
Hakk'ı tut ve kaldır. Haykır gerçeği, bağır dünyanın her yanındaki kitapsız bırakılmışlar duysun artık sesini;
Adalet !
Hürriyet !
Merhamet !
Barış !
Hukuk !
Eşitlik ve Özgürlük !
Sen haykır ki tüm yeryüzü kitapszlıktan kurtulup kitaplı olsun.
Sen haykır ki Allah'ın muradı da gerçek olsun
Vahiy gönderilmiş toplumların Kur'an da "Utül Kitab",
gönderilmemiş toplumların ise "Ümmül Kitab" olarak isimlendirildiklerini biliyoruz.Yani kitaptan ve ya kitabın ne dediğinden haberi olmayan toplumlar. Eğer bir toplum Ruhbanlar Sınıfı tarafından kitabın gerçek gündeminden uzaklaştırılmışsa o toplumda utül kitaptır ancak Allah bu topluma; "BİZ SİZİ KİTAPSIZ BIRAKMADIK AMA SİZ ATALARINIZDAN ALDIKLARINIZA DÖRT ELLE SARILDINIZ VE BUNA DA "ALLAH'IN DİNİ İŞTE YALNIZCA BU" YALANINI UYDURDUNUZ" der.
ve Ehli Kitab olarak isimlendirilenlerin de vahyin inciğini cinciğini kurcalamış, sağını solunu çekiştirmiş, Allah'ın gerçek gündemini sanal ve dandik gündemlere bulaştırıp vahyi tanınmaz hale getirdiklerini biliyoruz.
Kur'an toplumları değerlendirirken bu kritere çok dikkat eder. Vahiyden haberi olmayan ya da haber alma yolları kapatılmış toplumları ümmül kitab kapsamında değerlendirir ve onlara azab edilmeyeceğini söyler. Yani bir toplum HAK ve HAKİKATİ (Her şey kabak gibi ortaya çıktığında= şakkul kamer) ortada görünmedikçe o toplumu kafir ilan etmek, cennete ya da cehenneme gideceği üzerine yorumlar yapmak abestir.
Lütfen ama lütfen; abiler, bacılar, kardeşler !
Kur'an okumalarımızda kavramları, kavramların içinde geçtiği bağlamları, bağlamların oluştuğu süreçleri dikkate alarak okuyalım. Eğer bir yerde Ehli Kitap diyorsa orada bir kurnazlık, hinlik, cinlik, vahyi ağızda sakız, sokakta davasız bırakmış bir düşünce yapısı gelmeli hemen akla. Ehli kitap; kitapla sabah akşam haşır neşir olmuş ama kitabın ne yapmak istediğinden bi haber olmuş toplum demek. Ehli kitap kendisini mutlak doğru, kendisinden önce gelmiş tüm toplumların ise mutlak yoldan çıktığını bu bağlamda o toplumların içinde doğanlarında o toplum kapsamında utül kitab olduğu yanılgısına kapılarak "Yalnızca Müslümanlar" cennete gidecek diye büyük bir yanılgıya kapılırlar. bunun için de kendilerine garip garip amentüler geliştirirler. Örneğin Kelime-i Şehadet de Muhammed a.s'ın Allah'ın elçisi olup olmadığının dil ile ikrarının yapılıp yapılmadığı !
Bak etrafında sabahtan akşama kadar sokaklar Kelime-i Şehadetle inliyor ama ortada İslam var mı !
Bak Kabe ye Beş milyon hacımız var ama ortada İslam var mı !
Allah ağzımızdan çıkan kelimelerin ambalajlarına bakmaz, onların içinde ki muhteviyata bakar.
Bu nedenle sakın unutma ki Allah, reklam kokan hareketlerde hiç hoşlanmaz !
Şimdi sormak lazım;
Sabah akşam televizyonlarda kafa kesen, kol bacak kıran, kadınlara tecavüz eden, çoluk çocuk dinlemeden katleden gibi gösterilen bir Orta Doğu toplumu Müslüman olarak Norveç de, İsveç de, Kaliforniya da, Peru da, Alamanya da, İspanya da İneğe tapılan Hindistanda, Bardağında ruhu var deyip inandırılmış Şintois Japonya da gerçekten ne kadar HAK VE HAKİKAT in kendisidir ?
İslam'ın batıla bulanmamış hali nerede temsil ediliyor ?
Hiç bir yer de !
Tırnak içinde Müslümanlar olarak da biz ne kadar gerçekten ed-din-i el-İslam' ı temsil edebildik ?
İslam tarihimiz ortada ve onca mezhep, fırka yüzünden değil mi bugün bunca tepemize yağan bombalar.
Bırak artık sanal ve dandik gündemleri, kader meselesi, cennet cehennem meselesi, huriler gılmanlar meselesi, ruhlar, periler, cinler, nazarlar, büyüler, kim girecek kim girmeyecek meselesi. Kölelik, Cariyelik, Mirastan kadına kaç pay, teolojik, kelami kavgalar, kavgalar, kavgalar...
Allah'ın yeryüzünde bir muradı var;
O yeryüzünde insan ilişkilerinde adaletsizlik olmasın, hak ve hukuk olsun, kardeş kardeşe barış içinde yaşansın istiyor. Kendisi için mi !
Yoo bizim için.
Boşa çıkarma O'nun çabalarını, vahyini dandik ve sanal gündemlerine alet etme !
Büyük bir kavganın tarafıdır Allah, ezilenlerin, yolda kalmışların, yarından umudunu kesenlerin tarafında.
Çık bu gerçek dışı gündemlerden.
Hakk'ı tut ve kaldır. Haykır gerçeği, bağır dünyanın her yanındaki kitapsız bırakılmışlar duysun artık sesini;
Adalet !
Hürriyet !
Merhamet !
Barış !
Hukuk !
Eşitlik ve Özgürlük !
Sen haykır ki tüm yeryüzü kitapszlıktan kurtulup kitaplı olsun.
Sen haykır ki Allah'ın muradı da gerçek olsun