Kurtar Kendini

Ben Firavun olsam ve biri gelip benim karşıma ipi yılanmış gibi hareket ettirse ve; "YAPTIĞIN ZULÜM YETER ARTIK SANA KÖLE OLMAYACAĞIZ" dese ona tekme tokat dalarım !
İpi yılan gibi oynattığı için değil ya da elini koynuna sokup çıkardığında eli bembeyaz parladı diye değil.
Elimdeki işçi kölelerden sermayemi almaya çalıştığı için, Tezgahımı dağıttığı için !
"Musa'nın yılan oynatması" karşı düşüncenin bir ürünüdür. Fitne sokmak, yılan oynatmak deyimlerinde olduğu gibi. Her toplumda yılan, Sinsiliğin, gizli iş çevirmenin bir sembolüdür. Edebi dilde yılan oynatmak bu anlama gelirken gerçek hayatta onu bir Hint fakiri olarak aramamak gerekir.Kısacası Kur'an, bir durum ve olayı anlatırken mevcut toplumun kendi kültürel dinamiklerini kullanır. Çarpıcı, olağanüstü, hayret uyandırıcı, cezbedici ve üst perdeden konuşarak. Sözlü kültürde karşı tarafı ikna etmenin bir yolu da budur.

Peki ama niye Allah kendi istediği gibi retorik dil kullanmıyor da Toplumun kültürel dil kümesine kendi mesajını hapsediyor ? denirse cevap şudur; O zaman toplum "BİZ BU DEDİĞİNİ ANLAMIYORUZ" diyecekti. Bağlayıcılık muhataplık yönündedir hitaplık yönünde değil zira ihtiyaç sahibi muhtabın kendisidir. Hidayet bulması istenen muhtapdır. Muhatap İnsan hitap sahibi ise Allah'tır. Eğer bir toplum Şifa dağıtımı yapan üçkağıtçı üfürükçülere, sakat ve hasta numarası yapan şaman görünümlü sürekli ot çekip sağrı ve sanrılar gören bir sahtekara kulak kabartmış ve onun tezgahında işleniyorsa Allah onun karşısına EYYUB'u çıkarır. durduk yere EYYUB dan söz etmek için değil. Dikkat edilmesi gereken şey argümanların aynı MESAJ FARKLI olmasıdır. Allah bir toplumla olan ilişkisini anlatırken bir tasvir yapar ve tasvirde maksadı mesajını ulaştırmaktır. Dün Musa denizi fiili olarak yarmamış ancak Firavunla çetin bir mücadele vermiştir. Bize ulaşan ise Olağanüstü bir anlatım ile tasvirdir. Mesaj ise Firavunla mücadeledir. Kadim olan da bu mücadeledir. Daha önce kulak kesildiğiniz tüm kahramanlar sepetle mi bırakılmış da size gelmiş !,
Pekiii, alın size sepetle gelen Musa.
Kuyuya bırakılma, mağaraya bırakılma fenomenlerine mi değer veriyorsunuz, Kurtların emzirdiği çocuklar geri dönüp size kahraman mı oluyor !
Pekii, Alın size Yusuf.
Ayartıcı kadın fenomenleri sizin daha çok dikkatinizi mi çekiyor.
Pekii, alın size Yusuf'u ayartan kadın.
Uzatmayalım,
Mesaja gel babaaaa mesajaaaaaa;
Allah her toplumun kendi dinamiklerini kullanarak onlara seslenir ve kendi MESAJ'ını iletir. İnsanlığın uydurduğu ve çıkarına kullandığı ve Allah'ı buna alet ettiği ne kadar boş şey varsa ıslah eder, güzelleştirir ve anlamlı hale getirir.

Bir tür arınma ritüeli olan suyun arındırıcılığı fenomenini, salt RUH temizliğinden "Beden Temizliği" argümanına dönüştürür ve bize abdest aldırır. Tüm sahtekarlar ruhu da bedeni de kirletir. Alla ise bizi temizler ve temiz tutar.
Ruhun temiz bedenin leş neye yarar. Bedenin temiz ruhun leş neye yarar. Allah ruhları da bedenleride temizler. Arındırır.
Halkı aldatmak için aç kalıp sanrılar, düşler görerek, odalara hücrelere kapanarak halüsünasyonlar görerek "Tanrı ile konuşuyorum, Allah ile konuşuyorum" yalanını Savm'a(Oruç) dönüştürür. Perhizler, sakınmalar yoluyla Allah adına dindarlık taslamaya son verir.

Tanrılar kurban istiyor tezgahını, Allah'a yakınlaşma aracı olarak kesilen kurbana dönüştür ve etini ihtiyaç sahibine ulaştırır.

"Tanrı buraya tecelli ediyor", "Tanrının ruhu burada" tezgahları ile kutsanan kutsal mekanlara KABE panzehiri üretir.
Tanrıyı sunaklarda sunulan adaklar yoluyla memnun edilmesi gereken mitolojik tanrı safsatasını def eder. Kendini mabet den çıkarır, hayatın ortasına getirir. Açlar, açıktakiler ve mazlumların umudu olur. Onu "etle, sütle memnun edin" yalanlarına karşın infak etmeyi, paylaşmayı bir ahlak ilkesi edindirir.

Bir beşer önünde diz çökmeyi,secde etmeyi, ruku etmeyi, İnsana verdiği değer için kabullenmez Allah ki kendisine yöneltir ve hepimizi böylece statü olarak eşitler.

Uyanamadın mı hala !
Allah bizi, uyanık tezgahtarların elinden kurtarmak istiyor.
Uyanamadın mı hala !
Bizi seviyor, kolluyor, gözetiyor ve değer veriyor.

Kahraman, anlatılan değil dinleyici olan SENSİN. Vurgu ona değil SANA.
Kuyudan çıkacak olan, denizleri yaracak olan, zulme rıza göstermeyip ASLA KÖLE OLMAYACAĞIZ diyen, Ateşlere atılıp Vahyin rehberliğinde çıkacak olan SENSİN. Ayartıcıdan kaçacak olan, zindanlara sabreden, Belde belde şehir şehir dolaşıp tek başına da kalsan Sırat-ı Müstakim de kalacak olan da SENSİN. İpler, üfürükler, cinler, periler, şifreler peşinde koşmayacak ve yanmaz kefen satmayacak, yok "Peygamberi rüyada gördüm" yok "Allah'la konuştum" "Allah bana da yazdırıyor" sahtekarlıkları peşinde koşmayacak, fakir edebiyatı yapıp işkembeyi tıka basa cehennem ateşiyle doldurmayacak olan da SENSİN.
Uyanamadın mı hala !
Kurtar Kendini...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kur'an ışığında ebelik !

Koşun Kavga Var !

Kadir Gecesi Bulundu !

"Kitapsız"lık Yapma !

Ben, Biz, O. Allah Kur'anda neden farklı zamirler kullanır ?

Allah'ın Kahramanı Sensin e-kitap olarak çıktı !.

Kuyruğu Kopartan Tilki Masalı

Musa, Ekmek ve Özgürlük - ÇIKTI

Hoş geldin On bir ayın sultanı Gastronomi

Sünnilik bir Din midir ?